- çok
sıfat Sayı, nicelik, değer, güç, derece vb. bakımından büyük ve aşırı olan, az karşıtı"Bana matematik çok kolay geldi." - F. R. Atay
- ek
isim Bir şeyin eksiğini tamamlamak için ona katılan parça"Yazının ekleri."
- artık
sıfat İçildikten, yenildikten veya kullanıldıktan sonra geriye kalan
- aşırı
sıfat Alışılan veya dayanılabilen dereceden çok daha fazla, taşkın"Ticaret az gelişmiş toplumlarda aşırı bir gelişme gösterir." - O. Rifat
- ifrat
isim Herhangi bir konuda çok ileri gitme, ölçüyü aşma, aşırı davranma, taşkınlık, tefrit karşıtı"İfratlar bırakılırsa bürokrasiye karşı her türlü şiddet benim hoşuma gider." - F. R. Atay
- bolluk
isim Bol olma durumu"Eteğin belinde bir bolluk var."
- ziyadesiyle
zarf Fazlasıyla
- fazla
sıfat Gereğinden, alışılmıştan çok, aşırı olan, ziyade"Yaşamak için çok zorluk çekiyordu. Fazla olarak hastaydı." - R. N. Güntekin
- çapkınlık
isim Çapkın olma durumu
- aşırılık
isim Aşırı olma durumu
- fazlalık
isim Çokluk, gereğinden artık olma durumu"Fakat tuhaf ki kadın teessürde, korkuda hiçbir fazlalık göstermedi." - R. N. Güntekin
- ziyade
zarf Çok, daha çok, daha fazla"Çirkin bana kurban, ben de güzele / Can sever güzeli, maldan ziyade" - Karacaoğlan
- fazladan
zarf Alışılana ek olarak, alışılandan çok, bol bol, çok çok"Beş dakika bile fazladan kaldığı da olmamıştı." - E. Şafak
- ölçüsüzlük
isim Ölçüsüz olma durumu"Golleri ballandıra ballandıra anlatmak ölçüsüzlük ve basitliktir." - H. Taner
- ziyadesiyle.
- çok fazla
- mevki farkı
- artan
- artan. excess fare bilet ücret farkı
- aşırı, fazla, katma, ek, aşırılık, fazlalık, ölçüsüzlük, çok fazla, çok, haddinden fazla, ölçüsüz, aşırı
- aşırı. exces'sively aşırı olarak
- ifrat aşırılık
- zam. excessluggage fazla bagaj. excess profits tax fazla kazanç vergisi. drink to excess içkiyi fazla kaçırmak. in excess of -den fazla