- meydana gelmek
olmak, oluşmak"Yüz binlerce asker sokakları, meydanları, kırları dolduruyordu." - Ö. Seyfettin
- çıkmak
-den İçeriden dışarıya varmak, gitmek"Ortalık ağarırken bir arkadaşımla yorgun adımlarla konaktan çıktık." - F. R. Atay
- sonuçlanmak
nsz Sonuca ulaştırılmak, sonuca bağlanmak, bitirilmek, neticelenmek, intaç edilmek"Diyelim ki o düşündüğünüz sefer gerçekleşti, diyelim ki başarıyla sonuçlandı." - T. Oflazoğlu
- olmak
nsz Meydana gelmek, varlık kazanmak, vuku bulmak"En şiddetli münakaşa, kumpanyanın ismi için oldu." - S. F. Abasıyanık
- neticelenmek
nsz Sonuçlanmak"Bu, bir türlü neticelenmeyen maceranın artık hiç şüphesiz sonudur." - R. H. Karay
- meydana gelmek.
- sonuçlanmak, meydana gelmek, çıkmak