- yükseltmek
-i Yükseğe çıkarmak, yukarı kaldırmak"Yastığımızı alçaltsak da yükseltsek de boynumuz ağrır." - Y. K. Karaosmanoğlu
- çıkmak
-den İçeriden dışarıya varmak, gitmek"Ortalık ağarırken bir arkadaşımla yorgun adımlarla konaktan çıktık." - F. R. Atay
- artırmak
-i Artmasını sağlamak, çoğaltmak"Bu sıcak ve içten ses Fikret'i hayata bağlıyor, yaşama sevincini artırıyordu." - R. Enis
- artmak
isim Büyük heybe
- çoğalmak
nsz Azken çok olmak, çok duruma gelmek, artmak, fazlalaşmak, ziyadeleşmek"Ansızın aşağıda ayak sesleri, uğultular çoğaldı." - Y. Z. Ortaç
- yükseliş
isim Yükselme işi"O şaşırtıcı yükselişten sonra düştüğü bu durum inanılır şey değil." - C. Külebi
- kızıştırmak
-i Kızışmasını sağlamak
- yoğunlaştırmak
-i Yoğun duruma getirmek, teksif etmek
- kızışma
isim Kızışmak işi"Konuşmalar iyice kızışmaya başladığı vakit kahve ocağının önünde görünür." - S. Birsel
- artmak. escala'tion artış
- kızışma.