- parça
isim Bir bütünden ayrılan, ayrı sayılan veya artakalan şey"Yolun bu parçası bozuk."
- olay
isim Ortaya çıkan, oluşan durum, ilgi çeken veya çekebilecek nitelikte olan her türlü iş, hadise, vaka"O olaydan sonra bir daha yalnız kalmamıştık onunla." - N. Cumalı
- bölüm
isim Bir bütünü oluşturan parçaların her biri, kısım"Gelgelelim, hayatın bu masalsı bölümü çok kısa sürüyor." - A. Ağaoğlu
- piyes
isim Oyun"Geceleri tiyatroların önünde saatlerce bekleyerek ucuz yerlere yerleşirdik, sevdiğimiz piyesleri seyrederdik." - Y. K. Beyatlı
- tefrika
isim Gazete veya dergilerde çıkan, birbirini tamamlayan yazılardan oluşan dizi"Geçen yılki turnesini, gazetelerdeki tefrikalardan işitmeyen kalmadı." - H. Taner
- vaka
isim Olay, hadise"O kadar boşboğaz çocuk arasında da vakayı bir sır olarak saklamak güçtü." - Y. K. Beyatlı
- kısım
isim Parçalara ayrılmış bir şeyin her bölümü, bölük, kesim"Felsefenin teorik olan kısmına pek aldırmaz." - N. Araz
- hadise
isim Olay"Bir gece evvelki hadiseyi unutmak mümkün müydü?" - P. Safa
- epizot
isim, edebiyat Bir romandaki veya hikâyedeki olay"Sözlerin içine sık sık somut örnekler, epizotlar sıkıştırıyorlar." - H. Taner
- olay, serüven,
- eski Yunan tiyatrosunda bir perde
- olay bölüm