- vakıf
isim Bir hizmetin gelecekte de yapılması için belli şartlarla ve resmî bir yolla ayrılarak bir topluluk veya bir kimse tarafından bırakılan mülk, para
- bahsetmek
-den Bir konu üzerinde söz söylemek, konuşmak"Annesine eziyet ettiğine inandığı babasından fazla bahsetmek istemediğini sezdim." - A. Kabaklı
- bağışlamak
-i, -e Bir mal veya hakkı karşılık beklemeden birine vermek, teberru etmek"Ödünç aldığı parayı bile kendinden daha ihtiyaçlısına bağışlayan ancak bir masal adamıdır, değil mi?" - İ. A. Gövsa
- vermek
-i, -e Üzerinde, elinde veya yakınında olan bir şeyi birisine eriştirmek, iletmek"Okumadığım zaman tavukların bahçesindeyim, yemlerini ben veririm." - Ö. Seyfettin
- donatmak
-i Birinin giyimini sağlamak
- yazmak
-i Söz ve düşünceyi özel işaret veya harflerle anlatmak"Büyük bir heyecan, bir haz içinde şu satırları yazıyorum." - Ö. Seyfettin
- bağış
isim Bağışlanan şey, yardım, hibe, teberru
- teberru
isim Bağış
- ihsan etmek
- irat bağlamak