- ücret
isim, ekonomi İş gücünün karşılığı olan para veya mal"Ücret hizmet mukabilidir. Ne yapıyorsun ki sana para verelim?" - N. Hikmet
- çıkar
isim Dolaylı bir biçimde elde edilen kazanç, menfaat, yarar
- kar
isim Atmosferdeki su buharının yoğunlaşmasıyla oluşan ve yeryüzüne beyaz ve hafif billurlar biçiminde donarak düşen su buharı"Kıştı, yerler iki karış kar tutmuştu." - T. Buğra
- kazanç
isim, ticaret Satılan bir mal, yapılan bir iş veya harcanan bir emek karşılığında elde edilen para, getiri, temettü"Sırtında hep aynı kahverengi elbise bulunduğuna göre fazla bir kazanç da sağlamıyordu." - C. Külebi
- gelir
isim Bir kimseye veya topluluğa belli zamanlarda, belli yerlerden gelen para, varidat"Saklanan bir gelir vardı ki aç, çıplak kalmıyorlardı." - M. Yesari
- yarar
isim Bir işten elde edilen iyi sonuç, fayda, avantaj"Al takke ver külah, kırsal kesimi çocuğunu okutmanın yararına inandırdık." - A. İlhan
- maaş
isim Aylık"Birdenbire ummadığım masraflarla ve kira ödeme derdiyle karşı karşıya kalınca, gülünçleşti maaşım." - E. Şafak
- irat
isim Gelir"Şenlik pansiyonerleri de ekseriyetle iratları düzgün kimseler değildir." - H. R. Gürpınar
- varidat
isim Gelirler"Bayraktar Çiftliğinden ayda beş bin lira geçiyor eline. Han hamam varidatı ayrı." - A. İlhan
- varide
isim Gelen şey
- gelir.