- eş
isim Birbirinin aynı olan veya birbirine çok benzeyen iki şeyden her biri, benzeri"Çorabın öbür eşini yerden almak için sol ayağını uzatıyordun." - Ö. Seyfettin
- çift
sıfat Birbirini tamamlayan iki tekten oluşan (nesneler)
- kopya
isim Bir sanat eserinin veya yazılı bir metnin taklidi, asıl karşıtı"Edebiyatımız iptidai, resmimiz basit, felsefemiz kopya, okuma yazma bilmek bir irfan sayılıyor." - P. Safa
- teksir
isim Çoğaltma
- ayni
sıfat Gözle ilgili
- kopya etmek
bir yazı, eser vb.nin aslına bakarak aynını veya benzerini oluşturmak"Edebiyatımız iptidai, resmimiz basit, felsefemiz kopya, okuma yazma bilmek bir irfan sayılıyor." - P. Safa
- teksir etmek
yazıyı çoğaltmak
- benzer
sıfat Nitelik, görünüş ve yapı bakımından bir başkasına benzeyen veya ona eş olan, benzeri, müşabih, mümasil"Kadınların yerlerde sürüklenirken çıkardıkları seslere benzer sesler çıkardı." - L. Tekin
- suret
isim Görünüş, biçim"İnsan suretinde bir ağaç."
- tekrar
isim Aynı olayın, işin, hareketin yeniden ortaya çıkışı, tekrarlanması"Gerçi hayat kitaba sığmayacak kadar geniştir fakat tekrarlarla doludur." - A. Haşim
- çoğaltmak
-i Miktarını, sayısını, ölçüsünü artırmak, fazlalaştırmak, ziyadeleştirmek"Şüphe yok ki ölçüsüz bir para israfı bu borçları daha çoğaltacak, hiç azaltmayacaktı." - P. Safa
- tekrarlamak
-i Bir işi bir kez daha yapmak, yinelemek, tekrar etmek"Kar, çam ormanlarını kapladıkça tekrarlayıp durduğu mısraları, bir başkasıyla paylaşmak istemişti." - A. İlhan
- kopyalamak
-i Aynısını veya benzerini çoğaltmak
- iki kat
- yinelenen
- eşini yapmak
- ikinci kere yapmak
- ikinci nüsha
- kopyasını yapmak
- suretini çıkarmak
- diğerinin aynısı, kopyası, eşi, iki kısımlı, ikili, çift, kopya etmek, aynısını yapmak
- kopya çıkarmak
- suret.
- çift yapmak. duplicate bridge turnuva brici. in duplicate iki nüsha halinde. duplicator teksir makinası. duplica'tion teksir etme