- nisan
isim Yılın dördüncü ayı, april
- açıklık
isim Açık olma durumu, aleniyet
- üstünlük
isim Üstün olma durumu, faikiyet, rüçhan, avantaj"Bunlar kendilerini kıskançlık gibi, üstünlük gibi gençlik hislerine kaptıran hanımlardı." - A. Ş. Hisar
- un
isim Öğütülerek toz durumuna getirilmiş tahıl ve başka besin maddeleri
- fark
isim Bir kimse veya nesnenin bir başkasıyla karıştırılmamasını sağlayan ayrılık, benzer şeyleri birbirinden ayıran özellik, başkalık, ayrım, nüans"Emanete ihanet etmek veya etmemekle insan öteki mahlukattan ayrılır veya onlardan farkı kalmaz." - İ. Özel
- ayrım
isim Ayırma işi, tefrik"Kuvvetler ayrımı."
- rütbe
isim Mertebe, derece, paye"Müfit vatandaş yetiştirmenin kutsi zevki de her rütbenin, her zevkin fevkinde değil midir?" - E. İ. Benice
- ödül
isim Bir başarı karşılığında verilen armağan, mükâfat"Ödül, yarıştırma kurumlarını giderek ellerinde topluyorlar." - A. Ağaoğlu
- ayrılık
isim Ayrı olma durumu
- idrak
isim Anlama yeteneği, anlayış, akıl erdirme"Kişilik idraklerle doğar, diyenler de var." - Ç. Altan
- vuzuh
isim Açık olma durumu, açıklık, aydınlık"Bu akşam bilhassa Şevki'nin fikrindeki vuzuh onu düşündürdü." - H. E. Adıvar
- paye
isim Rütbe"Lalalık, kavaslık derecelerinden kalfalık payesine yükseldiği bir sırada İsmail'in oğlu yanımdan uzaklaştırıldı, gitti." - Y. K. Karaosmanoğlu
- yükselme
isim Yükselmek işi, itila"Pencereden çıkıp göğe yükselmeye başladı." - İ. O. Anar
- farklılık
isim Farklı olma durumu, ayrımlılık, başkalık"Evvelkilerle bu son görüşümüz arasındaki farklılıkları ölçüyorum." - Y. K. Beyatlı
- tefrik
isim Ayırma, ayırt etme
- sivrilme
isim Sivrilmek işi
- temayüz
isim Başkalarına göre üstün duruma gelme, sivrilme, seçkinleşme
- temyiz
isim Ayırt etme
- ayırt
isim Fark"Ününün, sinemamıza getirdiği özel duyarlığın ayırdında bile değildi." - S. İleri
- ayırt etme
- fark, tefavüt, ayırım, ayrı tutma, ayrı olma, ayrım, üstünlük, ün, şan, saygınlık, nişan, şeref, ödül
- suni fark
- suni fark.
- üstünlük. distinction without a differ ence hak olunmayan sivrilme