- surat
isim Yüz (II)"Neredense suratına bir de sinek musallat olmuştu." - A. İlhan
- haber
isim Bir olay, bir olgu üzerine edinilen bilgi, salık"Bir zabit nefes nefese şu haberi getirdi." - O. S. Orhon
- rapor
isim Herhangi bir işte, bir konuda yapılan inceleme, araştırma sonucunu, düşünceleri veya tespit edilenleri bildiren yazı, yazanak"Baştakilere, bir kere daha uyarmak için zehir zemberek bir rapor gönderdi." - E. C. Güney
- çekme
isim Çekmek işi"Siyah kehribar tespihini çekmeye başladı." - C. Uçuk
- sevk
isim Gönderme, götürme"Sevk gününü, raporun ismini, uğrayacağı limanları yazdım." - R. H. Karay
- telgraf
isim İki merkez arasında, kararlaştırılmış işaretlerin yardımıyla yazılı haberlerin veya belgelerin iletimini sağlayan bir telekomünikasyon düzeni"Hareketimiz hiçbir tarafa telgrafla bildirilmeyecekti." - Atatürk
- acele
sıfat Hızlı yapılan, çabuk, tez, ivedi"Adam, acele adımlarla tekrar geri dönüyor, süratle merdivenlerden iniyor." - E. M. Karakurt
- sevk etmek
göndermek, götürmek"Sevk gününü, raporun ismini, uğrayacağı limanları yazdım." - R. H. Karay
- mesaj
isim Bir devlet büyüğünün, bir sorumlunun belirli bir olay veya durum dolayısıyla ilgililere gönderdiği bildiri
- idam etmek
verilen ölüm cezası hükmünü yerine getirmek
- çekmek
-i, -e Bir şeyi tutup kendine veya başka bir yöne doğru yürütmek"Hepsi iskemleleri çekerek masanın etrafında bir halka yapmaya hazırlanıyorlardı." - R. N. Güntekin
- öldürmek
-i Bir canlının hayatına son vermek"Beni öldürmek için birisi fazla bile / Ancak onun elinden çıkar böyle haile" - F. N. Çamlıbel
- göndermek
-i, -e Bir yere doğru yola çıkarmak, yollamak, ulaşmasını, gitmesini sağlamak, irsal etmek"Hepimizi esir edip Malta'ya gönderecekleri ağızlarda dolaşıyordu." - H. E. Adıvar
- yollamak
-i, -e Göndermek"Hekim hademeleri aşağıya yolladı." - M. Ş. Esendal
- dağıtmak
-i Toplu durumda bulunanları birbirinden uzaklaştırmak veya ayırmak"Düşman ordusunu çil yavrusu gibi dağıtırlardı." - Y. K. Beyatlı
- hız
isim Çabukluk, sürat"Hikâyede baştan sona kadar hareket ve hız olmalıdır." - F. R. Atay
- gönderme
isim Göndermek işi, irsal"Yabancı dil bildiği için de Kore'ye gönüllü olarak göndermeye kalkmışlardı." - Ç. Altan
- mektup
isim Bir şey haber vermek, sormak, istemek veya duyguları bildirmek için birine çoğunlukla posta yoluyla gönderilen, zarfa konulmuş yazılı kâğıt, name"Mektubunda diyorsun ki gel gayri / Sütler kaymak tutar tutmaz ordayım" - B. S. Erdoğan
- yazışma
isim Bir konuda karşılıklı yazı yazma, haberleşme, muhabere"Beni, annemle babamın yazışması ilgilendirmişti önceleri." - E. Atasü
- yollama
isim Yollamak işi
- yenme
isim Yenmek işi"Yemeğin gerek pişirilmesinde gerek yenmesinde ayrı ve hususi ananeler cereyan ederdi." - A. H. Çelebi
- öldürme
isim Öldürmek işi"Meğer eskiden öldürme vasıtası ne kadar az ve korunma çaresi ne kadar çokmuş." - R. E. Ünaydın
- yoksun bırakma
- acele etme
- mahrum etme
- sevk etme
- acele gönderme ulak haber
- göndermek, yollamak, bitirivermek, halletmek, öldürmek, yollama, gönderme, mesaj, rapor, hız, acele
- idam etme
- sevketme
- sevketmek
- sevkıyat