- çıkarma
isim Çıkarmak işi, emisyon"Yağmazsa yağmasın. Biz onsuz da kışı çıkarmasını biliriz eninde sonunda." - N. Hikmet
- çöp
isim Saman inceliğinde herhangi bir sap, dal veya tahta parçası"Köşk o kadar sessizdi ki yere bir kibrit çöpü düşse çıkardığı ses işitilebilirdi." - P. Safa
- atma
isim Atmak işi"Yolda giderken balgamını herkesin geçtiği yola atmayı çok doğal sayanı neden seveyim?" - A. Ağaoğlu
- atmak
-i, -e Bir cismi bir yöne doğru fırlatmak"Taşı suya atmak."
- kovmak
-i Sert veya küçük düşürücü sözlerle gitmesini söylemek, savmak, defetmek"Fethi Bey çalgıları kovdu, davul zurna istedi." - M. Ş. Esendal
- ayırmak
-i, -e Bölmek"Elmayı dörde ayırmak."
- ihraç etmek
yurt dışına mal veya hizmet satmak
- tardetmek
-i Uzaklaştırmak, savmak
- terketmek
- boş kağıt oynamak
- Iskartaya çıkarmak
- kağıt atmak
- atmak, ıskartaya çıkarmak, başından atmak
- boş kağıt
- boş kağıt.