- zarar
isim Bir şeyin, bir olayın yol açtığı çıkar kaybı veya olumsuz, kötü sonuç, dokunca, ziyan, mazarrat"Aldığı günlerde iyi para getiren oteli zararla kapatmaya başlamışlar." - M. Ş. Esendal
- kayıp
isim Kaybolma, yitme, yitim
- kusur
isim Eksiklik, noksan, nakısa"Bizden şerefli yırtıcı kuş, kan emen böcek / Tanrı'm o yolda rızkını vermiş, kusuru yok." - M. Çınarlı
- zarar vermek
kötülük etmek"Aldığı günlerde iyi para getiren oteli zararla kapatmaya başlamışlar." - M. Ş. Esendal
- arıza
isim Aksama, aksaklık, bozulma
- mahzur
isim Sakınca"Artık söylemekte bir mahzur olmadığından gizlemek abes." - R. H. Karay
- sakınca
isim Çekinilmesi, dikkatli olunması gereken, sakınmayı gerektiren durum, mahzur"Kabul etmekte bir sakınca yoktur." - B. Felek
- dezavantaj
isim Avantajlı olmama durumu
- yitirim
- aleyhte olan durum
- menfaatine halel getirmek
- yararına olmamak
- dezavantaj, zarar, kayıp
- dezavantajlı olmak. be to somebodys disadvantage bir kimsenin zararına olmak. disadvantaged normal sayılan menfaatlerden mahrum.
- zarar vermek.