- sulu
sıfat Suyu olan, içinde su bulunan, koyu karşıtı"Eczanede acaba nane suyu yahut zararsız bir sulu ilaç var mıdır?" - R. N. Güntekin
- hafif
sıfat Tartıda ağırlığı az gelen, yeğni, ağır karşıtı
- açmak
-i Bir şeyi kapalı durumdan açık duruma getirmek"Kapıyı açıp içeri giriyorum." - A. Ağaoğlu
- seyreltmek
-i Seyrekleştirmek
- sulandırmak
-i Sulu duruma gelmesini sağlamak
- uzatmak
nsz Uzamasına sebep olmak, uzamasını sağlamak"Saç uzatmak. Tırnak uzatmak."
- germek
-i Bir şeyin uçlarından veya kenarlarından çekerek gergin duruma getirmek"Yayı daha germe / Kıracaksın" - B. Necatigil
- seyreltik
sıfat, kimya Seyreltilmiş olan, derişik karşıtı"Seyreltik sülfürik asit."
- sulanma
isim Sulanmak işi"Ahlak daima gübrelenmeye, sulanmaya muhtaç bir fidana benzer." - H. R. Gürpınar
- gerilmek
nsz Germe işi yapılmak, gergin duruma gelmek, belirli bir uzama ile çekilmek"Koltuğunda şöyle bir gerilmiş, gülümseyerek yüzüme bakıyordu." - Y. Z. Ortaç
- hafifletmek
-i Hafiflemesine yol açmak, hafifleştirmek, tahfif etmek"Damatlarının bu işten memnun görünmesi, onun azap ve sıkıntısını yarı yarıya hafifletiyordu." - R. N. Güntekin
- su katmak
- açık. dilution su katma
- seyreltmek, sulandırmak, seyreltik, sulu
- su katılmış herhangi bir şey.