- karar vermek
bir sorunu karara bağlamak, kararlaştırmak"Bu kararı söyleyen sesin tesiri gözlerimizi yaşla doldurdu." - H. S. Tanrıöver
- yön vermek
yeni bir biçim, yeni bir düzen vermek
- neden olmak
bir şeyin olmasına veya ortaya çıkmasına yol açmak, sebep olmak"Biz Şarklılar neden ille her şeyi büyütüp efsaneleştiririz?" - H. Taner
- tayin etmek
kararlaştırmak"Yola devam edilmesini tayin için sordu." - R. H. Karay
- sınırlamak
-i Sınırını çizmek, sınırını belirtmek veya belirlemek
- bitirmek
-i Bitmesini sağlamak, sona erdirmek, tüketmek, tamamlamak, sonuçlandırmak"Bu işi sonuna kadar bitirmek lazım." - P. Safa
- bağlamak
-i, -e Bir şeyi bir yere veya bir şeye tutturmak"Gemiyi iskeleye bağlamak."
- kesmek
-i Bıçak, makas vb. bir araçla bir şeyi ikiye ayırmak, parçalamak, doğramak"İpi kesmek."
- tahdit etmek
sınırlamak
- kararlaştırmak
-i Bir konunun, bir işin herhangi bir yolda yapılmasıyla ilgili kesin düşünce belirlemek, tayin etmek"Yola çıkma gününü kararlaştırdılar." - H. E. Adıvar
- belirtmek
-i Açıklamak, tebarüz ettirmek"Üzüntülerini, kırgınlıklarını dudak büküp susarak belirtir." - N. Cumalı
- niyetlenmek
-e Niyet etmek, tasarlamak"Birkaç kere gitmeye niyetlendi." - Y. Z. Ortaç
- tanımlamak
-i Bir kavramın niteliklerini eksiksiz olarak belirtmek ve açıklamak, tarif etmek
- tarif etmek
tanımlamak"Tarife kalkma bizi / Ne şuyuz ne de buyuz / Adem denen denizi / Arayan birer suyuz" - E. B. Koryürek
- belirlemek
-i Belirli duruma getirmek, belirli kılmak, tayin etmek"Ama gidemeyenlerden hangisinin başına ne geleceğini tamamen tesadüfler belirledi." - E. Şafak
- saptamak
-i Bir şeyi belirgin kılmak, tespit etmek"Erotik değil ama toplumu pornografiye sürükleyen koşulları saptıyor." - S. İleri
- tespit etmek
bir şeyi sağlam bir biçimde yerleştirmek, oynamaz duruma getirmek, saptamak
- azmetmek
-e Bir işteki engelleri yenmeye karar vermiş olmak"En azından yirmi beş yıl daha yaşamaya azmettim." - N. Hikmet
- sabitleştirmek
-i Sabit duruma getirmek"Bir türlü tutamaz, durduramaz, sabitleştiremezsiniz." - R. H. Karay
- karar vermek, kararlaştırmak, karar verdirtmek, belirlemek, saptamak