- ağır
sıfat Tartıda çok çeken, hafif karşıtı"Kurşun, ağır bir madendir. Taş yerinde ağırdır."
- aklı başında
sıfat Sürekli akıllı davranan"İki aklı başında insan şurada oturmuş konuşuyoruz." - A. Ümit
- düşünceli
sıfat Düşüncesi olan"Özgür düşünceli. Kötü düşünceli."
- mahsus
sıfat Özgü"Kanun, gizli eşyayı bulmaya mahsus bir fal kitabı değildir." - N. F. Kısakürek
- mahsus
sıfat Duyulan, anlaşılan, hissedilen
- tartışma
isim Birbirine karşıt düşünceleri karşılıklı savunma"Karşısındakilerin tartışmaları çabuk bıraktıklarına da dikkat etmedi." - T. Buğra
- üzerinde durmak
bir işe önem vermek, bir işle yakından, sürekli ilgilenmek"Donanan minareler sanki yolun üzerinde yakılan meşalelerdir." - R. E. Ünaydın
- düşünmek
-i Aklından geçirmek, göz önüne getirmek"Ben şimdi o güzel çehreden başka / Ne bir yüz düşünür ne hatırlarım" - N. H. Onan
- mütalaa etmek
okumak"Mütalaada önüne biyoloji kitabını açmış, iki satır okuyor, beş satır dalga geçiyordu." - Ç. Altan
- dikkatli
sıfat Dikkat eden, özen gösteren (kimse)
- tartmak
-i Bir şeyin birim cinsten ağırlığını bulmak
- ihtiyatlı
sıfat Herhangi bir konuda ileriyi düşünerek ölçülü davranan, önlem alan, sakıngan, ihtiyatkâr"Odaya girince ihtiyatlı hareket ederek parasını yatağın altına koydu." - S. F. Abasıyanık
- tedbirli
sıfat Önceden hazırlıklı davranan, önlemini zamanında alan, müdebbir"Terbiyeli, tedbirli, ağzı sıkı, aklı başında bir hizmetçi arıyorlar." - H. R. Gürpınar
- bilinçli
sıfat Bilinci olan, şuurlu
- kasten
zarf Kasıtla, bile bile, isteyerek, zihinde tasarlayarak, taammüden"Fakülteye giderken kasten kaçırırdım otobüsü." - Ç. Altan
- kasıtlı
sıfat İsteyerek, bilerek yapılan, maksatlı"Bu yüzden İstanbul'un, perde perde sis ardına çekilmekteki ısrarını, kasıtlı bir husumet, kendisine yöneltilmiş bir hakaret gibi algıladı." - E. Şafak
- müzakere
isim Bir konuyla ilgili fikir alışverişinde bulunma, oylaşma"Cumhuriyet ilanına karar vermek için Ankara'da bulunan bütün arkadaşlarımı davete ve onlarla müzakere ve münakaşaya asla lüzum ve ihtiyaç görmedim." - Atatürk
- tartışmak
nsz, -le Bir konu üzerinde, birbirine ters olan görüş ve inançları karşılıklı savunmak
- mütalaa
isim Etüt"Mütalaada önüne biyoloji kitabını açmış, iki satır okuyor, beş satır dalga geçiyordu." - Ç. Altan
- kasti
sıfat Bilerek, isteyerek yapılan
- bilerek
zarf İsteyerek, kasten
- iradeli
sıfat, felsefe, ruh bilimi İstençli"Gözleri siyah kirpikleri içinde canlı ve iradeli koyu kurşuni ışıklarla yanıyordu." - H. E. Adıvar
- istençli
sıfat İradeyle yapılan, iradi"İstençli eylem."
- ölçünmek
-i Bir şeyi uzun uzun düşünüp hesaplamak, teemmül etmek
- telâşsız
- düsünerek
- düşünen
- düşünmek tartışmak
- irado
- kafa yorma
- kasıtlı temkinli
- kasıtlı, temkinli, ağır, dikkatli, düşünmek, üzerinde durmak, tartışmak
- planlanmış
- önceden düşünülmüş