- kusur
isim Eksiklik, noksan, nakısa"Bizden şerefli yırtıcı kuş, kan emen böcek / Tanrı'm o yolda rızkını vermiş, kusuru yok." - M. Çınarlı
- hayal kırıklığı
isim Çok istenilen veya umulan bir şeyin gerçekleşmeyişinden duyulan üzüntü"Al sana bir hayal kırıklığı daha!" - A. Erhat
- bozmak
-i Bir şeyi kendisinden beklenilen işi yapamayacak duruma getirmek"Bu iki radyo istasyonu birbirini bozuyor."
- mahvetmek
-i Yok etmek
- yıkmak
-i Kurulu bir şeyi parçalayarak dağıtmak, bozmak, tahrip etmek"Yangın yarım saatin içinde her yeri sardı, uğruna gelen ne varsa yaktı, yıktı." - M. Ş. Esendal
- galip gelmek
yenmek, üstün gelmek"Bunlar galipler tarafından haksızca esir edilmiş vatandaşlardı." - A. Gündüz
- iptal etmek
kullanıştan kaldırmak
- yenilgi
isim Bir yarışmada kaybetme, yenilme, mağlubiyet, hezimet
- öldürmek
-i Bir canlının hayatına son vermek"Beni öldürmek için birisi fazla bile / Ancak onun elinden çıkar böyle haile" - F. N. Çamlıbel
- yenmek
-i Savaş veya yarışmada üstünlük sağlamak, üstün gelmek"Kahramanlar daima yenmek veya düşmanlarını yendikten sonra da yine yenecek düşman bulmak isterler." - A. Ş. Hisar
- başarısızlık
isim Başarısız olma durumu, muvaffakiyetsizlik"Başarısızlık benim bilmediğim bir virüs, buna karşı direncim yok." - E. Şafak
- düşürmek
-e Düşmesine yol açmak, düşmesine sebep olmak"Ben şimdi buracıkta tarağımı düşürmüşüm, gördünüz mü?" - O. C. Kaygılı
- ret
isim Uygun bulmama, geri çevirme, kabul etmeme"Dostundan ve ötekilerden kuvvetli bir ret bekliyordu." - P. Safa
- mağlup etmek
yenmek
- bozgun
isim Bir toplulukta karşılıklı güvenin bozulması ile beliren karışıklık
- mağlubiyet
isim Yenilgi"Bununla beraber daimî mağlubiyetlerin acısıyla sarsılıyorduk." - A. H. Çelebi
- hüsran
isim Beklenilen şeyin elde edilememesi yüzünden duyulan acı, batkı"Artık her sabah ilk iş merdiveni dayayıp çuvalı kontrol ediyor, her seferinde hüsranla aşağı iniyordu." - E. Şafak
- bozguncu
sıfat Bozgunluk yaratan (kimse, güç vb.)"Adamların kendilerini birer hafiye, birer bozguncu ve baltalayıcı gibi yetiştirmekten başka dertleri yok." - T. Buğra
- altetmek
- hezimete uğratmak
- yenilgi bozgun
- yenmek, bozguna uğratmak, boşa çıkarmak, suya düşürmek, mahvetmek, yıkmak, yenilgi, bozgun, yenilgiye uğrama, yenilgiye uğratma
- ıskat etmek