- eski
sıfat Çoktan beri var olan, üzerinden çok zaman geçmiş bulunan, yeni karşıtı"Ey benim eski duygularım, eski düşüncelerim. Neden böyle uzaksınız benden?" - N. Ataç
- zayıf
sıfat Eti, yağı az olan, sıska, cılız, arık (insan veya hayvan)"Uzun boylu, zayıf, ellilik bir hanım." - S. M. Alus
- harap
sıfat Bayındırlığı kalmamış, yıkılacak duruma gelmiş, yıkkın, viran"Mezarlığın ortasında altı adet mermer sütunlu harap bir kümbet göze çarpar." - S. M. Alus
- eskimiş
- yıpranmış
- eli ayağı tutmaz
- dermansız zayıf
- eli ayağı tutmaz, yıpranmış, moruk
- ihtiyarlıktan zayıflamış