- bahis
isim Üzerinde konuşulan şey, konu"Bu bahisleri bırakalım artık." - P. Safa
- görüşme
isim Görüşmek işi, mülakat, müzakere"O gün herkes sinekkaydı tıraşlıdır, cici elbiselerini giymiştir ve görüşmesini bekler." - N. F. Kısakürek
- tartışma
isim Birbirine karşıt düşünceleri karşılıklı savunma"Karşısındakilerin tartışmaları çabuk bıraktıklarına da dikkat etmedi." - T. Buğra
- münakaşa
isim Tartışma"Seninki mızıkçılık etmeye kalkıyor da onun için münakaşasını yapıyoruz." - N. Hikmet
- çekişme
isim Çekişmek işi"Sizin şu çocuğa gebe kaldığınız anlaşılınca kocanızla aranızda bir çekişme olmuştu." - N. F. Kısakürek
- müzakere
isim Bir konuyla ilgili fikir alışverişinde bulunma, oylaşma"Cumhuriyet ilanına karar vermek için Ankara'da bulunan bütün arkadaşlarımı davete ve onlarla müzakere ve münakaşaya asla lüzum ve ihtiyaç görmedim." - Atatürk
- tartışmak
nsz, -le Bir konu üzerinde, birbirine ters olan görüş ve inançları karşılıklı savunmak
- çekişmek
nsz, -le İki yönünden karşılıklı çekmek"Halat çekişmek."
- görüşmek
nsz Buluşup konuşmak, konuşup sohbet etmek"Ara sıra görüşelim."
- münakaşa etmek
tartışmak"Seninki mızıkçılık etmeye kalkıyor da onun için münakaşasını yapıyoruz." - N. Hikmet
- münazara
isim Bir konu üzerinde, belli kural ve yöntemlere uyularak yapılan tartışma"Bir fikrin münazarasıyla kütüphanesinin önünde sabahladığımız geceler olurdu." - A. H. Müftüoğlu
- müzakere etmek
bir konu üzerinde fikir alışverişinde bulunmak, oylaşmak"Cumhuriyet ilanına karar vermek için Ankara'da bulunan bütün arkadaşlarımı davete ve onlarla müzakere ve münakaşaya asla lüzum ve ihtiyaç görmedim." - Atatürk
- polemik
isim Söz dalaşı"Ödüller, sataşmalar, polemikler tek yankılanma yolu olup çıktı." - A. Ağaoğlu
- çok düşünmek
- fikir mücadelesi. debating society münazaralar tertip eden kurum.
- tartışma, müzakere, görüşme, tartışmak, görüşmek
- tartışı