- çok
sıfat Sayı, nicelik, değer, güç, derece vb. bakımından büyük ve aşırı olan, az karşıtı"Bana matematik çok kolay geldi." - F. R. Atay
- mahkûm etmek
hüküm giydirmek"Müebbet hapse mahkûm bir suçlu."
- beddua
isim Birinin kötü duruma düşmesini gönülden isteme, ilenme, ilenç, kargış
- beddua etmek
ilenmek, intizar etmek
- kınamak
-i Yapılan bir işin kötü olduğunu belirtir bir biçimde söz söylemek, ayıplamak, takbih etmek"Kınamazlar güzel sevse yiğidi / Güzel sevmek koç yiğide ar değil" - Karacaoğlan
- takbih etmek
Kınamak
- iğrenç
sıfat İnsanda iğrenme duygusu uyandıran, tiksindiren, müstekreh"Âdemoğulları Haliç'i iğrenç bir çöp tenekesi yapmışlardır." - B. R. Eyuboğlu
- reddetmek
nsz Verilen veya yapılması istenen bir şeyi kabul etmemek, geri çevirmek"Kendisine evlenme teklif ettim, reddetti." - S. F. Abasıyanık
- sövmek
-e Onur kırıcı, çoğu basmakalıp kaba sözler söylemek, küfretmek"Daha dört yaşındayken en azılı köy erkekleri gibi sövermiş." - H. E. Adıvar
- lanetlemek
-i Kargımak, beddua etmek, lanet etmek"O zaman tiyatronun bütün oyuncuları beni lanetleyecekler." - A. Ağaoğlu
- lanet
isim Tanrı'nın sevgi ve ilgisinden yoksun olma, beddua"Başıma yağan bu ana laneti beni ürpertiyor." - Y. Z. Ortaç
- lanet etmek
ilenmek, kötülüğünü istemek"Başıma yağan bu ana laneti beni ürpertiyor." - Y. Z. Ortaç
- lanet olası
- kahrolasıca
- Iânet okumak
- Damn itl
- Iânet. Damn!
- Iânetli
- Iânetli.