- kusur
isim Eksiklik, noksan, nakısa"Bizden şerefli yırtıcı kuş, kan emen böcek / Tanrı'm o yolda rızkını vermiş, kusuru yok." - M. Çınarlı
- suçluluk
isim Suçlu olma durumu, mücrimlik"Aramızda ortaklaşa bir suçluluk bağı kurulmuş gibi çevreme bakamıyordum." - E. Bener
- suçlu
sıfat Suç işlemiş, suçu olan (kimse), kabahatli, mücrim"Suçluların ani, delice hareketleri gizli kalabilirdi." - A. Gündüz
- kabahatli
sıfat Kabahati olan, kusurlu, suçlu, töhmetli"Biz o zaman bu sözleri en kötü bir biçimde manalandırarak hanımı kabahatli bulmuştuk." - H. R. Gürpınar
- kusurlu
sıfat Kusuru olan
- günahkar
- kabahatli. culpabil'ity kabahat
- suçlanmayı hakeden
- suçluluk.