- ses
isim Kulağın duyabildiği titreşim, seda, ün"Şafağa doğru otomobil sesi duyuldu." - F. R. Atay
- ağlama
isim Ağlamak işi"Çocuk haykırarak ağlamaya başlamıştı." - A. Kulin
- avaz
isim Yüksek ses, nara, avaze"Sinemi deler avazın / Turnam senin sunam senin" - Âşık Veysel
- ağlamak
nsz Üzüntü, acı, sevinç, pişmanlık vb.nin etkisiyle gözyaşı dökmek"Annemi ölmüş gördüm rüyamda / Ağlayarak uyanmışım" - O. V. Kanık
- ağlayış
isim Ağlama işi"Hatırlattı bana, bir bayram sabahı / Gökyüzüne kaçırdığım balonuma bakıp ağlayışımı" - O. V. Kanık
- feryat
isim Haykırış, çığlık"Bu, bir hayat kurtarma feryadıdır." - B. Felek
- bağırmak
nsz İnsan yüksek ve gür ses çıkarmak"Yaşasın hürriyet diye bağırsa ismi tarihe geçecekti." - Ö. Seyfettin
- haykırmak
nsz Telaş, şikâyet vb. sebeplerle yüksek sesle bağırmak"Çocuk haykırarak ağlamaya başlamıştı." - A. Kulin
- çığlık
isim Acı, ince ve keskin ses, feryat, figan"Martıların çığlıkları arasında ayıklanmış yığınların çevresinde yeni çöp tepecikleri oluştu." - L. Tekin
- bağırma
isim Bağırmak işi"Beni durdurmak için bağırmaya başladı." - E. Şafak
- feryat etmek
yüksek sesle haykırmak"Bu, bir hayat kurtarma feryadıdır." - B. Felek
- seslenmek
nsz Uzaktan bağırarak çağırmak, ünlemek"Aşağıda daimî akislerle seslenen gürültülü, derin yarlar tehlike hissini kalbimizden ayırmıyordu." - H. S. Tanrıöver
- haykırış
isim Haykırma işi"Haykırışlarına etraftan karşılık gelmiyordu." - H. R. Gürpınar
- seslenme
isim Seslenmek işi
- yalvarma
isim Yalvarmak işi"Zari zari ağlayarak ümitsiz ve bitkin yalvarmaya koyuldu." - A. Kabaklı
- ağlamak, bağırmak, haykırmak, bağırarak istemek/çağırmak, feryat etmek,
- dur demek
- göz yaşı dökmek
- hayvan sesi