- tepe
isim Bir şeyin en üstteki bölümü"Pencere önünde dimdik durmuş, kocaman ağaçların tepesine bakıyordunuz." - S. F. Abasıyanık
- doruk
isim Dağ, ağaç vb. yüksek şeylerin tepesi, en yüksek yeri, zirve, şahika"Dağ doruğu gibi yüce, pembemsi bir kaya yükseldi iskelemizde." - A. Erhat
- taç
isim Soyluluk, iktidar, güç veya hükümdarlık sembolü olarak başa giyilen, değerli taşlarla süslü başlık"Tahtlar, taçlar artık tarihe karıştı."
- taç
isim, spor Yan
- dalga tepesi
isim Dalganın en yüksek noktası
- zirve
isim Doruk"Dağın zirvesi."
- sorguç
isim Bazı kuşların tepelerinde bulunan uzunca tüy, tuğ, tepelik"Sokak fenerleri önünden geçtikçe bu camların üstünde ışıktan saçaklar ve sorguçlar belirip kayboluyordu." - R. N. Güntekin
- kılçık
isim, hayvan bilimi Balıkların eti arasında bulunan diken gibi ince ve küçük kemik
- ibik
isim Horoz, hindi vb.nin tepesinde bulunan kırmızı deri uzantısı"Çocuğun yüzü ibik gibi kızardı." - H. Taner
- arma
isim Bir devletin, bir hanedanın veya bir şehrin simgesi olarak kabul edilmiş resim, harf veya şekil, ongun (II)
- ibibik
isim, hayvan bilimi Çavuş kuşu"Kara gözlüm efkârlanma gül gayri / İbibikler öter ötmez ordayım" - B. S. Erdoğan
- başlık sorguç
- zirve teşkil etmek
- Galerida cristata
- ibik, taç, tepe, doruk