- dönme
isim Dönmek işi"Dönmeyi kararlaştırmış da olsa bir aksilik, mutlaka bir aksilik, benim saadetime engel olacaktı." - T. Buğra
- dönmek
nsz Kendi ekseni üzerinde veya başka bir şeyin dolayında hareket etmek"İçeride anahtarın acı bir gıcırtıyla döndüğünü duydum." - Y. Z. Ortaç
- çevirmek
-i Bir şeyin yönünü değiştirmek"Nefes nefese koşan anneme, başını çevirmeden cevap verdi." - Y. Z. Ortaç
- değiştirmek
-i Başka bir biçime sokmak, değişikliğe uğratmak"Rüzgâr gibi çarçabuk esiş istikametlerini değiştiriyorlar, ağaç kurdu gibi renkten renge giriyorlar." - E. İ. Benice
- değişmek
nsz Başka bir biçim veya duruma girmek, tahavvül etmek"Beş yılda her şey ne kadar çabuk değişmişti." - A. Ağaoğlu
- başkalaşmak
nsz Başka bir varlığa, niteliğe dönüşmek, değişmek, farklılık kazanmak"Adamın kimliği bile bir başkalaşıyor denize adım atıldı mı." - Z. Selimoğlu
- dönüşmek
-e Bir biçimden, bir durumdan başka bir biçime veya duruma geçmek, tahavvül etmek"Gülüşü içli bir duyarlığa dönüştü yüzünde." - N. Cumalı
- tahvil etmek
dönüştürmek
- döndürmek
-i, -e Dönmesini sağlamak
- tebdil etmek
değiştirmek
- dönüştürme
isim Dönüştürmek işi, tahvil"İşi uzatmanın, yaşadığımız her günü işkenceye dönüştürmenin de bir anlamı yoktu." - A. Ümit
- dönüştürmek
-i, -e Dönüşmesini sağlamak, tahvil etmek"Zor da olsa elbiseni iplik hâline getirmek ve ipliği de yüne dönüştürmek mümkün." - İ. O. Anar
- değiştirmek, dönüştürmek, değişmek, dönüşmek, döndürmek, dönmek, geçmek, belli bir din/siyasi inancı kabul etmeye ikna edilen kimse
- hisse senetlerine çevirmek