- karşılaştırma
isim Kişi ve nesnelerin benzer veya aynı yanlarını incelemek için kıyaslama, mukayese
- fark
isim Bir kimse veya nesnenin bir başkasıyla karıştırılmamasını sağlayan ayrılık, benzer şeyleri birbirinden ayıran özellik, başkalık, ayrım, nüans"Emanete ihanet etmek veya etmemekle insan öteki mahlukattan ayrılır veya onlardan farkı kalmaz." - İ. Özel
- mukabele etmek
karşılık vermek, karşılıkta bulunmak
- karşılaştırmak
-i, -le Karşılaştırma işini yaptırmak
- kıyaslamak
-i, -le Karşılaştırmak, oranlamak, örneksemek, mukayese etmek
- mukayese
isim Benzeterek veya karşılaştırarak değerlendirme, karşılaştırma, kıyaslama"Bu kitabın kahramanıyla hakikat arasında yeniden mukayeseye başladı." - P. Safa
- zıtlık
isim Karşıtlık
- farklılık
isim Farklı olma durumu, ayrımlılık, başkalık"Evvelkilerle bu son görüşümüz arasındaki farklılıkları ölçüyorum." - Y. K. Beyatlı
- tefrik
isim Ayırma, ayırt etme
- karşıtlık
isim Karşıt olma durumu, zıddiyet, mübayenet, tezat, zıtlık, kontrast"Baştan ayağa karşıtlıklarla dolu bir varlık, aynı zamanda iğrenç ve saygıdeğer, aşağılık ve yüce, ödlek ve cesur." - A. İlhan
- tezat
isim Karşıtlık, karşıt olma, zıtlık, çelişki, kontrast, antagonizma"Bir milletin güzidesiyle halkı arasında bu derece tezat doğru mudur?" - O. S. Orhon
- çelişki
isim Söylenilen sözlerin, yapılan davranışların birbirini tutmaması, tenakuz, paradoks"Çelişkileri salt geleneklerin, törenin, eğitimin bir sonucu saymışızdır." - A. Ağaoğlu
- kontrast
sıfat Karşıt
- tezat teşkil etmek
- karşıtlık, tezat, fark, farklılık, karşılaştırma, mukayese, zıt şey, çelişmek, tezat oluşturmak,
- benzememek
- birbirinin zıddı olmak
- fark ayrılık
- tezat göstermek