- tok
sıfat Açlığını gidermiş, doymuş, aç karşıtı
- öz
isim, felsefe Bir kimsenin benliği, kendi manevi varlığı, iç, nefis, derun, varoluş karşıtı"Özünü bir yerde bırakıp sadece kalıbını gezdirmişti." - H. Taner
- öz
sıfat Kan bağı ile bağlı olan, üvey olmayan"Size öz evladım gibi davranacağım." - A. Kulin
- öz
isim Dere, çay
- esas
isim Bir şeyin özünü oluşturan ana öge, temel
- rahat
isim İnsanda üzüntü, sıkıntı, tedirginlik olmama durumu, huzur
- mutlu
sıfat Mutluluğa erişmiş olan, ongun, mesut, saadetli, bahtiyar, berhudar"Beni orada sıcak bir yuva, huzurlu konuklar, mutlu bir kadın bekliyor." - R. Mağden
- kapsam
isim Sınırları içine başka konuları veya anlamları alma durumu, şümul"Yasa kapsamına giren devlet personeli."
- doyurmak
-i Açlığını gidermek"Hiç kimse bir diğerinin yerine karnını doyuramaz, hiç kimse bir başkasının uykusunu uyuyamaz." - İ. Özel
- razı
sıfat Uygun bulan, benimseyen, isteyen, kabul eden"Doğrusu ben ne güzelliğimin ne de ilmimin kimsenin ağzına düşmesine razı değilim." - E. İ. Benice
- memnun
sıfat Herhangi bir olaydan veya durumdan ötürü sevinç duyan, kıvançlı, mutlu"Ben yine memnunum senden evladım / Sana ben bu bapta kusur bulmadım" - E. B. Koryürek
- içerik
isim Bir şeyin içinde bulunanların bütünü, muhteva, mazruf"Eğitimin yalnız yöntemlerini değil, içeriğini de gözden geçirmek, düzeltmek gerekmektedir."
- hoşnut
sıfat Bir davranış, bir durum veya bir kimseden memnun olan, yakınması olmayan"Yeni ilişkisinden son derece hoşnut ve ilk bebeğine veremediği tüm sevgiyi ikincisine vermekte kararlıydı." - E. Şafak
- gerçek anlam
Türkçe-Dil Bilgisi, Bir sözcüğün gerçek anlamı, onun temel anlamıyla ya da yan anlamlarından biriyle kullanılması demektir.
Ayşe, bileziklerini yine kollarına takmış. (kollar)
- hacim
isim Bir cismin uzayda doldurduğu boşluk, oylum, cirim, sıygı
- hoşnut etmek
memnun etmek"Yeni ilişkisinden son derece hoşnut ve ilk bebeğine veremediği tüm sevgiyi ikincisine vermekte kararlıydı." - E. Şafak
- hoşnutluk
isim Hoşnut olma durumu"Bu keşiften hoşnutluğumu gizleyebildiğim kadar gizleyip sözüm ona bir ayıplamayla homurdanıyorum." - A. Ağaoğlu
- içindekiler
isim Bir kitabın, derginin baş veya sonuna konulan, konu başlıklarını sayfa numaralarıyla gösteren liste, fihrist
- memnun etmek
bir kimseyi sevindirmek, ona kıvanç vermek"Ben yine memnunum senden evladım / Sana ben bu bapta kusur bulmadım" - E. B. Koryürek
- memnuniyet
isim Memnun olma, sevinç duyma, sevinme"Kurutan, yakan güneşli ve gölgesiz ve nihayetsiz bir çölün ortasında bir bardak buzlu su bulan yolcu memnuniyetini hissettim." - A. H. Müftüoğlu
- muhteva
isim İçerik"Nesir olarak Naima Tarihi'ni hem muhteva hem ifade bakımından beğenirim." - B. Felek
- muhteviyat
isim İçerikler"Bu üç vesika muhteviyatını göz önünde tutarak hep beraber, kısa bir tahlil yapalım!" - Atatürk
- rıza
isim Razı olma, isteme, istek
- tatmin
isim İstenen bir şeyin gerçekleşmesini sağlama, gönül doygunluğuna erme, doyum
- tatmin etmek
karşısındakinin cinsel isteklerini gidermek
- rahatlik
- istiap. cubic contents kübik hacim.
- memnun, hoşnut, mutlu, doygun, doyurmak, hoşnut etmek, tatmin etmek, içerik
- tatmin etmek. contented halinden memnun
- tatmin olunmuş
- tatmin olunmuş.
- öz kapasite hacim memnuniyet