- dizi
isim Bir iplik veya tel üzerine dizilmiş inci, boncuk vb.nin oluşturduğu bütün, sıra"İki dizi inci."
- küme
isim Birbirine benzer veya aynı cinsten olan şeylerin oluşturduğu bütün, takım, öbek, grup"Tarla kuşları Mustafa'nın sabanı altından yeni kurtulmuş olan kaba çığır üzerine kümeyle konarak buldukları tohumlara gaga çalmakta idiler." - N. Nâzım
- tutam
sıfat Avuç içi veya parmak uçlarıyla tutulabilen miktarda olan"Öksüzün cebindeki son tutam tütünü sardılar, sıra ile üçer nefes çektiler." - R. H. Karay
- tutam
isim, ekonomi Bankacılıkta kullanılan, borsada kota alabilmek için gerekli asgari şirket sermayesi veya pay, hisse, parti (II), lot
- takım
isim Bir işte veya bir yerde kullanılan eşya ve aletlerin tamamı, ekipman
- salkım
isim Üzüm gibi, birçoğu bir sap üzerinde bir arada bulunan meyve"Bunu görünce Behzat da iki salkım muzu oradakilere dağıtmış." - M. Ş. Esendal
- grup
isim Küme"Bir kadın grubu, gözleri komutanın penceresine dikili duruyor." - H. E. Adıvar
- toplamak
-i Bir araya getirmek"Şairin bütün eserlerini, bütün hatıralarını toplayacak." - O. S. Orhon
- hevenk
isim Bir ipe, bir çubuğa geçirilmiş, dizilmiş veya birbirine bağlanmış yaş meyve ve sebze bağı"Tavanda hevenk hevenk üzümler, elmalar, armutlar, ayvalar sarkıyordu." - S. F. Abasıyanık
- demet
isim Bağlanarak oluşturulmuş deste, bağlam"Çiçeklikten bir demet maydanoz yolup geldi, sofradaki barbunya pilakisinin üstüne doğradı." - İ. Aral
- topak
Yuvarlak biçimde olan nesne, toparlak
- demetçik
isim Küçük demet
- bir araya toplanmak
- demet salkım küme
- demet yapmak
- salklm haline gelmek
- salkım haline getirmek
- salkım, demet, küme, türküm, kümelenmek, bir araya gelmek, toplamak, kümelemek, bir araya getirmek, toplamak