- ders
isim Öğretmenin öğrenciye belirli bir sürede verdiği bilgi"Mektepten kaçmıyor, bazı derslerden zevk alıp saatlerce çalıştığım oluyordu." - S. F. Abasıyanık
- toplum
isim, toplum bilimi Aynı toprak parçası üzerinde bir arada yaşayan ve temel çıkarlarını sağlamak için iş birliği yapan insanların tümü, cemiyet"İlkel toplum."
- küme
isim Birbirine benzer veya aynı cinsten olan şeylerin oluşturduğu bütün, takım, öbek, grup"Tarla kuşları Mustafa'nın sabanı altından yeni kurtulmuş olan kaba çığır üzerine kümeyle konarak buldukları tohumlara gaga çalmakta idiler." - N. Nâzım
- kur
isim, ekonomi Yabancı paraların ulusal para cinsinden değeri"Resmî kura göre doların değeri yeniden ayarlandı."
- kur
isim Karşı cinse ilgi göstererek onun hoşuna gitme, gönlünü kazanmaya çalışma
- takım
isim Bir işte veya bir yerde kullanılan eşya ve aletlerin tamamı, ekipman
- tabaka
isim, jeoloji Katman"Madenin üzerindeki kalın toprak tabakası kaldırılıyor."
- tabaka
isim Cepte taşınan tütün veya sigara kutusu"Ceviz ağaçlarının altına çökebilir, tabakalarınızdan birer sigara yakabilirsiniz." - S. F. Abasıyanık
- üstünlük
isim Üstün olma durumu, faikiyet, rüçhan, avantaj"Bunlar kendilerini kıskançlık gibi, üstünlük gibi gençlik hislerine kaptıran hanımlardı." - A. Ş. Hisar
- kalite
isim Nitelik"Bizde de Türk edebiyatı ne kadar millî kaynaklara gitmiş ise kalite bakımından o kadar yükselmiştir, denilebilir." - M. Kaplan
- bölüm
isim Bir bütünü oluşturan parçaların her biri, kısım"Gelgelelim, hayatın bu masalsı bölümü çok kısa sürüyor." - A. Ağaoğlu
- cins
isim Tür, çeşit"Lalelerin cinsleri günden güne çoğalıyor, soğanları akıl almayacak fiyatlarla satılıyordu." - A. H. Çelebi
- sınıf
isim Öğrencilerin yıllık öğrenime göre ayrıldıkları bölümlerden her biri"Birinci sınıf öğrencileri."
- tür
isim Çeşit, cins"Yazı türleri."
- mevki
isim Yer, mahal"Gelibolu civarında Akbaş mevkisinde bir cephane deposu vardı." - Atatürk
- grup
isim Küme"Bir kadın grubu, gözleri komutanın penceresine dikili duruyor." - H. E. Adıvar
- tip
isim Aynı cinsten bütün varlıkların veya nesnelerin temel özelliklerini büyük ölçüde kendinde toplayan örnek"Aynı yaşta, aynı tipte, aynı kuvvette iki güreşçi." - B. Felek
- zümre
isim Topluluk, takım, grup, camia"O, yine de sevenler zümresine olan bağını muhafaza eder." - N. F. Kısakürek
- mükemmel
sıfat Kusursuz"Sesinizin tonalitesi mükemmel." - N. Hikmet
- tasnif etmek
bölümlemek"Köylü temsilleri muhtelif bakımlardan tasnife tabi tutulabilir." - A. K. Tecer
- mükemmellik
isim Eksiksiz, kusursuz, tam, yetkin olma, mükemmeliyet"Bu yüzden iyi anlaşmak için araçların mükemmelliği söz konusu değildir." - İ. Özel
- çeşit
isim Aynı türden olan şeylerin bazı özelliklerle ayrılan öbeklerinden her biri, tür, nev"Güçlüğün hiçbir çeşidinden yılmamak, dil arıtıcısı olmanın vazgeçilmez bir koşuludur." - N. Uygur
- kurs
isim Ağırşak
- nevi
Hukuk, çeşit; tür
- sınıflandırmak
-i Bölümlendirmek
- kategori
isim Aralarında herhangi bir bakımdan ilgi veya benzerlik bulunan şeylerin tamamı, grup, ulam"Üçüncü kategoride, vatandaşlık bilinci aşılamaya çalışan yazılar toplanıyordu." - E. Şafak
- kast
isim, toplum bilimi Ayrıcalıklar bakımından yukarıdan aşağıya doğru kesin ölçülerle sınırlanmış bulunan, en koyu biçimiyle Hindistan'da görülen toplumsal sınıfların her biri
- klas
isim, toplum bilimi Sınıf
- toplumsal sınıf, sınıf, zümre, tabaka,
- ikinci mevki
- sınıflara ayırmak
- yerine oturtmak