- gürültü
isim Aralarında uyum bulunmayan düzensiz seslerin bütünü, patırtı, şamata"Gemi baş döndüren zaferli bir gürültüyle indi sulara." - Ç. Altan
- patırtı
isim Pat pat çıkan sesin adı"Dışarıdan akseden birtakım motosiklet patırtılarıyla ikimiz birden yerimizden fırlayıp merdiven başına koştuk." - Y. K. Karaosmanoğlu
- uyuşmazlık
isim Uyuşmama durumu"Zamanı ve ortamı ile uyuşmazlığı buradan geliyordu." - H. Taner
- mücadele
isim Birbirlerine isteklerini kabul ettirmek için iki taraf arasında yapılan zorlu çaba, savaş
- tartışma
isim Birbirine karşıt düşünceleri karşılıklı savunma"Karşısındakilerin tartışmaları çabuk bıraktıklarına da dikkat etmedi." - T. Buğra
- çarpışma
isim Çarpışmak işi, müsademe, sadme"Böylelikle İstanbullu işçi iki emperyalist sermayenin çarpışmasına alet olacaktı." - N. Hikmet
- çarpmak
-e Hızla değmek, vurmak"Eşiği aştım, içeri girdim, ortada duran uzun bir masaya çarptım." - A. Kutlu
- muharebe
isim, askerlik Savaşta yapılan çarpışmalardan her biri"Geceleri bazen öyle bir sessizlik çöküyor ki muharebenin bu yerlerde olduğuna insanın inanamayacağı geliyor." - N. F. Kısakürek
- boğuşmak
nsz, -le Birbirinin boğazına sarılmak, dövüşmek
- takırdamak
nsz "Takırtı" sesi çıkarmak"Yıldız'ın beyaz dişleri belli belirsiz takırdıyordu." - A. Gündüz
- çatışmak
nsz, -le Birbirine çatmak veya çatılmak"Ulu denizin üstünü çatışan, şimşeklenen kara bulutlar sardı." - Y. Kemal
- çarpışmak
-le Birbirine çarpmak, tokuşmak"Kompartımana girdi ve eşyalarını raflara koymaya çalışan Pervin'le çarpıştı." - H. E. Adıvar
- çatışma
isim Çatışmak işi"Evdekilerle boyuna çatışmaya başlamam yüzünden evden kovuldum." - Ç. Altan
- çelişme
isim Çelişmek durumu, tenakuz
- bindirmek
-i, -e Bir kimseyi bir şeyin üzerine çıkartmak, oturtmak veya içine yerleştirmek, binmesini sağlamak"Kadınlar çocuklarını bayram yerinde bir salıncağa, bir atlıkarıncaya bindirmişlerdi." - O. C. Kaygılı
- toslama
isim Toslamak işi
- şakırdamak
nsz "Şakır" diye ses çıkarmak"Bursa'da bir eski cami avlusu / Küçük şadırvanda şakırdayan su" - A. H. Tanpınar
- fikir ayrılığı olmak
- fikir uyuşmazlığı
- hızla çarpmak
- uyuşamamak
- çangır çungur çarpışmak
- çarpışmak, çatışmak,
- aynı zamana rastlamak
- bir çarpışma nedeniyle ses çıkarmak
- gürültülü bir ses çıkarmak
- ihtilaf. clash with ile münakaşa etmek.
- çarpışma neticesinde çıkan ses