- akmak
-den Sıvı maddeler veya çok ince taneli katı maddeler bir yerden başka bir yere doğru gitmek"Eskiden Sakarya, bu köprünün altından akarmış." - S. F. Abasıyanık
- basamak
isim Bir yere çıkarken veya bir yerden inerken basılan ve art arda gelen, birbirine belirli aralıkları olan düz yüzeylerden her biri"Koşarak basamaklara yürüdü, merdivenleri bir solukta çıktı." - P. Safa
- düşmek
-e Yer çekiminin etkisiyle boşlukta, yukarıdan aşağıya inmek"Havada uçan kuş, vurulmuş gibi birdenbire sokağa düşüyor." - R. N. Güntekin
- çağlayan
isim Küçük bir akarsuyun, çok yüksek olmayan bir yerden dökülüp aktığı yer, küçük şelale, çağlar"Yüksekten karşıda çağlayanın şırıltısı duyuluyordu." - Ö. Seyfettin
- şelale
isim, coğrafya Büyük çağlayan, çavlan
- şelale çağlayan
- gorünüşü çağlayanı andıran havai fişek
- kademeli dizi
- çağlamak, taşmak, taşırmak
- çağlayan şeklinde dökülen herhangi bir şey