- Çay
isim, bitki bilimi Çaygillerden, nemli iklimlerde yetişen bir ağaççık (Thea chinensis)
- dere
isim, coğrafya Genellikle yazın kuruyan küçük akarsu"Bu ensiz tahta köprü altında ince dere." - E. B. Koryürek
- yanık
sıfat Yanmakta olan"Binada yanık lamba bırakmayın."
- ırmak
isim Çoğunlukla denize dökülen, özellikle genişliği ve taşıdığı su niceliği bakımından en büyük akarsu, nehir"Sakarya sanki adı duyulmadık hatta adı konmadık bir ırmaktı." - T. Buğra
- yanmak
nsz Birleşiminde karbon bulunan maddeler, ısı ve ışık yayarak kül durumuna geçip yok olmak"Yanan ormanların yerine yeni orman yetiştirilir." - Anayasa
- yakmak
nsz Kına, yakı vb.ni koymak, sürmek
- tutuşturmak
-i Tutuşmalarını veya tutuşmasını sağlamak"Mutfakta maltız zaten yanmaktadır, anne iki gözlü ocağı da tutuşturuyor." - T. Buğra
- parıldamak
nsz Işık saçmak, parlamak"Suların kenarında Sarayburnu içli, hisli ve sırlı bir nur içinde parıldar." - A. Ş. Hisar
- tutuşmak
-e Birbirini tutmak, birbirine ilişip dokunmak
- aldatmak
-i Beklenmedik bir davranışla yanıltmak"Ama bu münferit hayranlıklar aldatmamalı bizi." - C. Meriç
- kızarmak
nsz Kırmızı veya ona yakın bir renk almak"Nihat, yüzü kızarmış, alçak sesle söylendi." - P. Safa
- yazmak
-i Söz ve düşünceyi özel işaret veya harflerle anlatmak"Büyük bir heyecan, bir haz içinde şu satırları yazıyorum." - Ö. Seyfettin
- yanma
isim Yanmak işi"Vücudumda yanma ile beraber garip bir titreme de vardı." - R. N. Güntekin
- kavurmak
-i Bir şeyi bir kabın içinde kendisinden başka bir malzeme koymadan pişirmek"Madenden bir kap içine bunları koyup kavuracağız." - S. Birsel
- pişirme
isim Pişirmek işi"Kaynanasının da hiç olmazsa puf böreği pişirmeyi bilmesini isterdi." - S. F. Abasıyanık
- Basketbol, Güzel bir çalımla savunmacıyı çembere doğru geçip sayı atmak.
- ışık saçmak
- alev alev olmak
- iskoç çay
- yanmak, yakmak, yanık
- yanık yeri
- yanıyor gibi olmak