- yumru
isim Yuvarlak, şişkin şey"Alnında bir yumru var."
- sis
isim, coğrafya Atmosferin alt tabakalarındaki küçük su taneleri veya buhardan oluşan bulutların çok alçalarak yeryüzüne kadar inmesiyle oluşan duman"Kalküta'yı süt mavisi bir akşam sisi kaplıyor." - R. H. Karay
- çarpma
isim Çarpmak işi"Ayşe'nin yüreği daha hızlı çarpmaya başladı." - Ö. Seyfettin
- vurma
isim Vurmak işi"O adi herife vurmana içerlemiş de değilim." - A. Ümit
- vuruş
isim Vurma işi"Bazen kalbinin hafif ve sık çarpıntıları arasında ansızın tokmak gibi vuruşlar var." - P. Safa
- küt
sıfat Kısa ve kalınca"Küt parmaklar."
- küt
isim Tahta vb. katı şeylere vurulduğunda çıkan ses"Küt diye vurdu."
- küt
isim, spor Smaç
- Darbe
Askerî darbe, bir ülkede silahlı kuvvetler mensuplarının silah zoru ile ülke yönetimine el koyması. Hükûmetlerin, ekonomik ve sosyal sorunları çözmekte başarısız oldukları iddiası, cuntacılar tarafından askeri darbelerin başlıca sebebi olarak gösterilir.[1] Zaman zaman ordu tarafından hükûmetlere verilen muhtıralar da darbe benzeri sonuçlar doğurabilir.Darbeciler genellikle ordunun yapacakları eyleme karşı tarafsız kalmasını fırsat bilerek iktidarı ele geçirerek, lideri devirir; radyo, TV gibi iletişim kanallarını işgal ederek hükûmet daireleri üzerinde otorite kurar; elektrik santralleri gibi temel altyapı tesislerini ve birçok kurumu kontrol altına alır.
- bulmak
-i Arayarak veya aramadan bir şeyle, bir kimse ile karşılaşmak"Kafam her an bir konu bulmak için binbir çeşit şeye müracaat ediyor." - H. E. Adıvar
- bozukluk
isim Bozuk olma durumu
- kabarıklık
isim Kabarık olma durumu, şişkinlik
- temizlemek
-i Arıtmak"Yeşil alanların, parkların, koruların klorofili kirli havayı süzer, temizler." - H. Taner
- vurmak
-e Elini veya elinde tuttuğu bir şeyi bir yere hızla çarpmak"Masaya vurmak. Birinin başına vurmak."
- kabiliyet
isim Yetenek"Bence şairin asıl sanatı ruh anlarını ifade etmek hususundaki kabiliyetidir." - A. H. Çelebi
- çarpmak
-e Hızla değmek, vurmak"Eşiği aştım, içeri girdim, ortada duran uzun bir masaya çarptım." - A. Kutlu
- şişlik
sıfat Şiş (II) olmaya elverişli"Şişlik et."
- şişkinlik
isim Şişkin olma durumu
- çıkıntı
isim Bir yüzeyde ileri doğru çıkan bölüm"Gırtlağının çıkıntısı, hiddetli bir adamın yumruğu gibi titriyordu." - Y. K. Karaosmanoğlu
- çarpışmak
-le Birbirine çarpmak, tokuşmak"Kompartımana girdi ve eşyalarını raflara koymaya çalışan Pervin'le çarpıştı." - H. E. Adıvar
- bindirmek
-i, -e Bir kimseyi bir şeyin üzerine çıkartmak, oturtmak veya içine yerleştirmek, binmesini sağlamak"Kadınlar çocuklarını bayram yerinde bir salıncağa, bir atlıkarıncaya bindirmişlerdi." - O. C. Kaygılı
- tümsek
isim Küçük tepe, tüm (II), tümbek"Sazlarla, kamışlarla örtülü bir tümseği atladım. Kıyıdayım." - O. V. Kanık
- toslamak
-i Tos vurmak"Koç çocuğu tosladı."
- düzgünsüzlük
- vuruş çarpma
- çarpmak, vurmak, toslamak, çarpışmak, sarsıla sarsıla gitmek, vurma, çarpma, çarpma sesi, gümbürtü, şişlik, çıkıntı, yumru, şiş, güm diye, aniden, gafleten