- bağ
isim Bir şeyi başka bir şeye veya birçok şeyi topluca birbirine tutturmak için kullanılan ip, sicim, şerit, tel vb. düğümlenebilir nesne"Ayakkabının bağı çözüldü."
- bağ
isim Üzüm kütüklerinin dikili bulunduğu toprak parçası
- karşı gelmek
başkaldırmak"Karşımdaki kitap rafında eserlerim sırayla duruyor." - H. E. Adıvar
- tutmak
-i Elde bulundurmak, ele almak"Kucağında kundaklı bir çocuk tutuyordu." - Ö. Seyfettin
- gem
isim Atı yönlendirmek için ağzına takılan demir araç"Kadın dizginleri çekmek istedi fakat hırçın hayvan sert bir boyun hareketi ile gemini kurtardı." - H. Taner
- dizgin
isim Gemin uçlarına bağlanarak hayvanı yöneltmeye yarayan kayış
- gemlemek
-i Hayvanın ağzına gem takmak
- yular
isim Bir yere bağlamak veya çekerek götürmek için hayvanın başlığına veya tasmasına bağlanan ip"Papaz beygirin yularını çekti." - Ö. Seyfettin
- dizginlemek
-i Ata dizgin takmak veya atı yürütmek için dizginini oynatmak
- frenlemek
-i Bir taşıtın, mekanizmanın hareketini fren yardımıyla yavaşlatmak veya durdurmak
- gem vurmak
hayvanın ağzına gem takmak"Kadın dizginleri çekmek istedi fakat hırçın hayvan sert bir boyun hareketi ile gemini kurtardı." - H. Taner
- zaptetmek
- at başlığı
- at başlığı, yular,
- baş kaldırmak
- hareketlerini sınırlamak