- yapma
isim Yapmak işi
- yanlış
isim Bir kurala, bir ilkeye, bir gerçeğe uymama durumu, yanılgı, hata"Sen hayatımdaki bir yanlışmışsın, keşke seni hiç tanımasaydım." - N. Eray
- taklit
isim Belli bir örneğe benzemeye veya benzetmeye çalışma"Her memleket başkalarının yeniliklerini taklit ile başladığı intizama kendisinin eskiliklerini tahkik ile nihayet verir." - A. H. Müftüoğlu
- yapmacık
sıfat İçten olmayan (tavır, davranış, duygu), yapma, yapay, sahte, suni, zahirî, sofistike"Köylülerden kapma biraz yapmacık bir safiyetle konuşuyordu." - S. F. Abasıyanık
- sahte
sıfat Bir şeyin aslına benzetilerek yapılan, düzme, düzmece"Köylü kadınlar boyunlarında sıra sıra sahte altınlar... taşırlardı." - Y. K. Beyatlı
- düzme
isim Düzmek işi"Kâğıt düzmesini, istediği zarı atmasını ona kim öğretti?" - T. Dursun K
- düzmece
sıfat Gerçek olmayan, düzme, sahte
- sahte yapmacık
- yapma.
- yapmacık, sahte