- harman
isim Biçildikten sonra tahıl demetlerinin üzerinden düven geçirilerek tanelerin başaklarından ayrılması işi
- gitmek
-e Bir yere doğru yönelmek
- karıştırmak
-i, -e Karışma işini yaptırmak
- uymak
-e Ölçüleri birbirini tutmak"Ayakkabı ayağına iyi uydu."
- karmak
-i Karıştırmak, birbirine katmak
- katmak
-i, -e Bir şeyin içine, üstüne veya yanına, niteliğini değiştirmek veya niceliğini artırmak için başka bir şey eklemek, karıştırmak"Sirkeye su katmak."
- karışım
isim Birden çok şeyin karıştırılmasıyla elde edilen veya ortaya çıkan şey"Melez bir insan ırkının karışımı, bu adama kuvvet vermiş." - M. Ş. Esendal
- karışmak
-e İki veya ikiden çok şey bir araya gelip birbirinin içinde dağılmak, birbirinin içine girmek"Araba sallana sallana içim bağrım birbirine karıştı." - H. R. Gürpınar
- geçişme
isim Geçişmek işi
- katıştırmak
-i, -e Bir şeyin içine başka bir şey katarak karıştırmak
- karıştırmak,
- harman olmak
- harman yapmak
- karışım alaşım harman