- yorgan
isim Yatakta örtünmeye yarayan, içi pamuk, yün vb. şeylerle doldurularak dikilmiş geniş örtü"Yatağının içinde, yorganı omzuna almış, bağdaş kurmuş, oturuyordu." - E. E. Talu
- içine almak
kapsamak"Deniz gecenin içinde, gece denizin içindedir." - Ç. Altan
- örtü
isim Örtmek için kullanılan şey, vualet"Vazo, ince bir kadın eli ile işlenmiş, beyaz oymalı bir örtünün üzerindedir." - E. M. Karakurt
- mâni olmak
önüne geçmek, engellemek, önlemek"Kaç zamandır beynimi, kanımı ateşlendiren bu idealimin lezzetini tatmak için her mâniyi çiğneyeceğim." - H. R. Gürpınar
- kaplamak
-i Her yanını örtmek, istila etmek"Her tarafı sessizlik kaplamış, ovalar, biten bir günün hüznü içinde susmuştu." - H. S. Tanrıöver
- örtmek
-i Korumak, görünmez duruma getirmek veya gizlemek için üstüne bir şey koymak"Kadın bebeğini itina ile yatırdı, yüzünü örttü." - A. Gündüz
- sarmak
-i Çevresini çevirmek, çepeçevre dolanmak, çevrelemek
- battaniye
isim Yorgan yerine veya yorgan üstünde kullanılan, çoğu yünden dokunmuş kalınca örtü"Hasta bakıcı duvarın önündeki dolaptan bir battaniye çıkarıyor." - A. Ümit
- kapsamak
-i İçine almak, sınırları içine almak, şamil olmak
- kapsamlı
sıfat Kapsamı olan
- sarıp sarmalamak
sıkıca sarmak
- battaniye ile örtmek
- battaniye, sınırsız, bütün olasılıkları içeren
- battaniye, örtmek, kaplamak, kapsamak
- geminin rüzgârını tutmak
- geniş kapsamlı
- örtbas etmek
- üstüne örtü çekmek