- suç
isim Törelere, ahlak kurallarına aykırı davranış
- şikâyet
isim Hoşnutsuzluk belirten söz veya yazı, sızlanma, sızıltı, yakınma (II), yakıntı"Vali ne yapsa hâkim onu imzalar ve hiçbir şikâyet mevzusu duyulmazmış." - A. Ş. Hisar
- neden
zarf Bir olayı doğuran başka bir olayı sormak için kullanılan bir söz; niçin"Biz Şarklılar neden ille her şeyi büyütüp efsaneleştiririz?" - H. Taner
- kusur
isim Eksiklik, noksan, nakısa"Bizden şerefli yırtıcı kuş, kan emen böcek / Tanrı'm o yolda rızkını vermiş, kusuru yok." - M. Çınarlı
- kınama
isim Kınamak işi, ayıplama, takbih
- sorumluluk
isim Kişinin kendi davranışlarını veya kendi yetki alanına giren herhangi bir olayın sonuçlarını üstlenmesi, sorum, mesuliyet"Babam bütün sorumluluğu üzerine aldı." - M. Yesari
- suçlu
sıfat Suç işlemiş, suçu olan (kimse), kabahatli, mücrim"Suçluların ani, delice hareketleri gizli kalabilirdi." - A. Gündüz
- günah
isim Dinî bakımdan suç sayılan iş veya davranış, vebal"Bunu yapan günün birinde er geç bu günahın kefaretini ödeyecektir." - H. Taner
- kabahat
isim Uygunsuz hareket, çirkin, yakışıksız davranış, suç, kusur, töhmet"Bir kabahat gizlenirse büyür, söylenirse küçülür." - P. Safa
- suçlamak
-i, -le Bir kimsenin herhangi bir suç işlediğini öne sürmek, itham etmek"Dikkatle yüzüne bakıyorum ama beni suçladığına ilişkin hiçbir belirti göremiyorum." - A. Ümit
- suçlama
isim Suçlamak işi, itham"Şimdi, ikisinin suçlamalarını göğüslemeye çalışıyordum." - A. Ağaoğlu
- ayıplamak
-i Kınamak"Ayıplama kardeş, üç gündür lakırtı orucundayım." - H. R. Gürpınar
- azarlamak
-i Kırıcı ve sert söz söylemek, paylamak, tekdir etmek
- ayıplama
isim Kınama"Bu keşiften hoşnutluğumu gizleyebildiğim kadar gizleyip sözüm ona bir ayıplamayla homurdanıyorum." - A. Ağaoğlu
- kınamak
-i Yapılan bir işin kötü olduğunu belirtir bir biçimde söz söylemek, ayıplamak, takbih etmek"Kınamazlar güzel sevse yiğidi / Güzel sevmek koç yiğide ar değil" - Karacaoğlan
- mesuliyet
isim Sorumluluk"Hatta utanmasalar bütün Çırçır yangınının mesuliyetini ona yükleyecekler." - R. N. Güntekin
- ayıplama kabahat
- azarlarnak
- kusur azar
- sorumlu tutmak, suçlamak, suç, sorumluluk, kınama