- doğum
isim Doğma işi, tevellüt, veladet
- başlangıç
isim Bir iş, bir dönem, bir hayat vb.nin ilk bölümü"Hayatın başlangıcı gibi sonu da bir ninni, masal ve uyku ihtiyacını duyuyor." - A. Ş. Hisar
- köken
isim Bir şeyin çıktığı, dayandığı temel, biçim, neden veya yer, menşe"Yazının kökeni resimdir."
- kaynak
isim Bir suyun çıktığı yer, kaynarca, pınar, memba, göz"Sonra yavaşça kaynağa doğru eğildi." - Y. K. Karaosmanoğlu
- soy
isim Bir atadan gelen kimselerin topluluğu, sülale"Bizler hadi neyse, böyle biraz gülünç bir adamın hafif adına katlanalım ama yarın bizim soyumuzdan kimlerin yetişeceğini kim bilir." - M. Ş. Esendal
- meydana getirmek
olmasını sağlamak, oluşturmak"Yüz binlerce asker sokakları, meydanları, kırları dolduruyordu." - Ö. Seyfettin
- nesil
isim, toplum bilimi Kuşak"Her şeyde olduğu gibi her nesilden birkaç kişi bu umumi mazhariyetin üstüne çıkar." - A. H. Tanpınar
- nesep
isim Soy, baba soyu
- doğuş
isim Doğma işi"Gün batışını gördün ya, öyleyse doğuşu da seyret." - A. Kabaklı
- doğurtmak
-i, -e Doğurmasını sağlamak, doğurmasına yardım etmek
- vatandaslik
Hukuk, Bir hakiki şahsı bir devlete bağlayan hukuki bağdır.
- doğma
isim Doğmak işi"Bir çocuğun, insanın eline doğması başka türlü bir sevgi dünyası oluşturuyor." - A. Kutlu
- doğurma
isim Doğurmak işi
- veladet
isim Doğum, doğma, doğuş
- dogurmak
- vāzihāmil
- doğum, doğurma, dünyaya getirme, soy, sop, kodak kökeni, başlangıç, doğuş
- kaynak teşkil etmek