- kabuk
isim Bir şeyin üstünü kaplayan ve onu dış etkilere karşı koruyan, kendiliğinden oluşmuş sertçe bölüm, kışır"Ağaç kabuğu." "Meyve kabuğu."
"Midye kabuğu."
- öksürük
isim Ciğerlerdeki havanın, solunum organlarının kasılması ve zorlanmasıyla ağızdan gürültü ile çıkması"Trende herkes uyuyor, uzun bir öksürük silsilesi ve bazı iniltilerden başka ses yok." - H. E. Adıvar
- gemi
isim, denizcilik Su üstünde yüzen, insan ve yük taşımaya yarayan büyük taşıt, sefine"Bu yolculuğa bizi götürecek bir tek gemi bulamadık." - A. Erhat
- soymak
-i Bir şeyin üzerinden kabuk, deri, zar vb.ni çıkarmak"Takkesini geçirmiş, entarisini kuşanmış, elma soyuyordu." - A. Gündüz
- tabaklamak
-i Hayvan postlarını kullanılabilecek duruma getirmek amacıyla değişik kimyasal maddelerle işlemek, terbiye etmek
- bağırış
isim Bağırma işi"Arada sırada bağırışların arasında küfürler savruluyordu." - Halikarnas Balıkçısı
- bağırmak
nsz İnsan yüksek ve gür ses çıkarmak"Yaşasın hürriyet diye bağırsa ismi tarihe geçecekti." - Ö. Seyfettin
- bağırma
isim Bağırmak işi"Beni durdurmak için bağırmaya başladı." - E. Şafak
- havlamak
nsz Köpek bağırmak, ürümek"Yine havlayan köpeklerin üstüne kahvelerden solgun kumar ışığı vuruyordu." - A. Kutlu
- havlama
isim Havlamak işi"Kapıların birinden köpek havlamaları duyuluyor, diğerinden ise cıva kokan bir duman sızıyordu." - İ. O. Anar
- hav
isim Kadife, çuha, yün vb.nin yüzeyindeki ince tüy, ülger"Koltuk kadifesinin havı dökülmüş, kimi yeri öylesine kirlenmiş ki muşambaya dönüşmüş." - O. Rifat
- ürümek
nsz Havlamak
- barka
isim Büyük sandal
- öksürmek
nsz Solunum yolları zarlarının rahatsızlığı sebebiyle akciğerlerdeki havayı birdenbire ve gürültülü bir sesle dışarı vermek"Efendim, çocuk durmaz, koşar, terler, öksürür." - B. Felek
- Tarih, Göktürkler'de Mezar, türbe, anıt-mezar, ev, bark.
- kabuğunu soymak
- ağaç kabuğu