- alay
isim Herhangi bir törende veya gösteride yer alan topluluk"Düğün alayı. Fener alayı."
- alay
isim Bir kimsenin, bir şeyin, bir durumun, gülünç, kusurlu, eksik vb. yönlerini küçümseyerek eğlence konusu yapma
- alay etmek
bir kimsenin, bir şeyin, bir durumun, gülünç, kusurlu, eksik vb. yönlerini küçümseyerek eğlence konusu yapmak
- muhabbet
isim Sevgi"Bilhassa tevazusu ile herkesin hürmet ve muhabbetini kazanmıştı." - N. F. Kısakürek
- sohbet
isim Dostça, arkadaşça konuşarak hoş bir vakit geçirme, söyleşi, yârenlik, hasbihâl"Biraz evvelki sükûtu şimdi hararetli bir sohbet takip ediyordu." - H. C. Yalçın
- muhabbet etmek
karşılıklı, dostça konuşmak"Bilhassa tevazusu ile herkesin hürmet ve muhabbetini kazanmıştı." - N. F. Kısakürek
- şaka
isim Güldürmek, eğlendirmek amacıyla karşısındakini kırmadan yapılan hareket veya söylenen söz, latife"Şaka ettiğini ama şakanın tadını kaçırdığını söylüyordu." - A. Kutlu
- takılmak
nsz Takma işi yapılmak"O gece üst katla bizim odayı birleştiren merdivenin üstüne koca kapak takıldı." - A. Kutlu
- latife
isim Şaka
- sataşmak
-e Bir kimseyi rahatsız edecek davranışta bulunmak, musallat olmak
- takılma
isim Takılmak işi"Sonradan kapının kaldırılıp yerine takılması için yetmiş kişinin çalışması icap etti." - N. F. Kısakürek
- şaka etmek
bir kimseye eğlenmek amacıyla takılmak"Şaka ettiğini ama şakanın tadını kaçırdığını söylüyordu." - A. Kutlu
- istihza etmek
gizli veya kinayeli bir biçimde alay etmek, alaya almak"Sivri burnu, korkunç bir istihza ile şimdi bana doğru uzamıştı." - Y. Z. Ortaç
- şaka yapmak
şaka niteliğinde bir şey yapmak veya söylemek"Şaka ettiğini ama şakanın tadını kaçırdığını söylüyordu." - A. Kutlu
- latife etmek. banterer şaka eden kimse.
- şakalaşmak, laklak etmek, dalga geçmek, hafif konuşma, sohbet, laklak