- teslim etmek
bir şeyi sahibine vermek
- kullanmak
-i Bir şeyden belli bir amaçla yararlanmak"Parmaklarının arasındaki mendili eskiyinceye kadar kullandığın hiç oldu mu?" - H. C. Yalçın
- görevlendirmek
-i, -le Birine bir görev vermek, vazifelendirmek, tavzif etmek
- atamak
-i, -e Birini bir göreve getirmek, tayin etmek
- tayin etmek
kararlaştırmak"Yola devam edilmesini tayin için sordu." - R. H. Karay
- vermek
-i, -e Üzerinde, elinde veya yakınında olan bir şeyi birisine eriştirmek, iletmek"Okumadığım zaman tavukların bahçesindeyim, yemlerini ben veririm." - Ö. Seyfettin
- çökmek
nsz Bulunduğu düzeyden aşağı inmek, çukurlaşmak"Toprak çökmek. Yol çökmek."
- bağlamak
-i, -e Bir şeyi bir yere veya bir şeye tutturmak"Gemiyi iskeleye bağlamak."
- ayırmak
-i, -e Bölmek"Elmayı dörde ayırmak."
- seçmek
-i Benzerleri arasında hoşa gideni seçip almak veya yararlanmak için ayırmak"Ben bu kitabı seçtim."
- devretmek
nsz Dönmek, dolaşmak
- kararlaştırmak
-i Bir konunun, bir işin herhangi bir yolda yapılmasıyla ilgili kesin düşünce belirlemek, tayin etmek"Yola çıkma gününü kararlaştırdılar." - H. E. Adıvar
- hamletmek
-i, -e Bir sebebe yüklemek, yormak"Bu anlaşmazlıklarını uzun müddet bu sebeple, bu terbiye farklarına hamletmişti." - A. Ş. Hisar
- atfetmek
-e Bir işi veya bir sözü bir kimseye mal etmek, yüklemek, isnat etmek
- belirlemek
-i Belirli duruma getirmek, belirli kılmak, tayin etmek"Ama gidemeyenlerden hangisinin başına ne geleceğini tamamen tesadüfler belirledi." - E. Şafak
- saptamak
-i Bir şeyi belirgin kılmak, tespit etmek"Erotik değil ama toplumu pornografiye sürükleyen koşulları saptıyor." - S. İleri
- tahsis etmek
ayırmak, özgülemek
- aylrmak
- devir ve temlik etmek
- feragat edilmesi mümkün
- pay olarak vermek, ayırmak, tahsis etmek, vermek, devretmek, bir işe koymak, görev vermek, iş vermek, saptamak, belirlemek
- tahsisi mümkün