- düzen
isim Belli yöntem, ilke veya yasalara göre kurulmuş olan durum, uyum, nizam, sistem"Bilhassa toprak ve silah meselelerinin bir düzene konmasını, hem de tezelden istediler." - F. Otyam
- sıra
isim Yan yana, art arda olan şey veya kimselerin tümü, dizi"Şehir esnafı şekercisinden tutun da berberine kadar iki sıra durup kendisini alkışladılar." - S. F. Abasıyanık
- sıraya koymak
düzenlemek, sıralamak"Şehir esnafı şekercisinden tutun da berberine kadar iki sıra durup kendisini alkışladılar." - S. F. Abasıyanık
- hazırlık
isim Hazırlanmak için gereken şey veya durumların bütünü"Hazırlıkların uzun zamandır devam ettiğinden, kimi ayrıntılardan öteden beri haberdardım." - E. Şafak
- tanzim
isim Sıraya koyma, sıralama
- tertip
isim Uygun bir sıraya, düzene koyma, sıralama
- tanzim etmek
sıralamak
- tertip etmek
düzenlemek, hazırlamak
- düzeltmek
-i Düzgün duruma getirmek"Kirli eşyalarımı paketlere sardım, bavulumu düzelttim." - R. N. Güntekin
- ayarlamak
-i Bir ölçünün doğruluğunu belli bir örneğe göre düzeltmek, doğrulamak"Saati radyoya göre ayarlamak."
- uydurmak
-i, -e Uymasını sağlamak"Gözlerini kilidi sökülmüş ve büyümüş anahtar deliğine uydurdu." - P. Safa
- sıralamak
-i Birbiri ardı sıra veya yan yana koyarak sıra durumuna getirmek"İskemleleri sıralamak."
- bitirmek
-i Bitmesini sağlamak, sona erdirmek, tüketmek, tamamlamak, sonuçlandırmak"Bu işi sonuna kadar bitirmek lazım." - P. Safa
- düzenlemek
-i Düzenli, düzgün duruma getirmek, düzen vermek, tanzim etmek"Odasını düzenledi."
- tesviye etmek
düzlemek
- ıslah etmek
iyi bir duruma getirmek, iyileştirmek, düzeltmek"Cezaevlerinin ıslahı."
- hazırlamak
-i Bir şeyi kullanılacak, yararlanılacak duruma getirmek"Bir çeyrek saat içinde bavullarımızı bile hazırlayamazdık." - Y. K. Karaosmanoğlu
- yerleştirmek
-e Yerleşmesini sağlamak"Düven tahtasının altına çakmak taşlarını yerleştiriyordu." - C. Uçuk
- kararlaştırmak
-i Bir konunun, bir işin herhangi bir yolda yapılmasıyla ilgili kesin düşünce belirlemek, tayin etmek"Yola çıkma gününü kararlaştırdılar." - H. E. Adıvar
- planlamak
-i Yapılacak bir işi belli plana göre düzenlemek
- dizmek
-i, -e Bazı nesneleri iplik, tel vb.ne geçirmek"Ortada, hasırların üstünde yığılı tütün yapraklarının etrafında, ana, iki kız oturmuş tütün diziyorlardı." - N. Cumalı
- nizam
isim Düzen"Evin nizamında Türk kadınlarının vakur zarafeti göze çarpar." - O. S. Orhon
- anlaşma
isim Anlaşmak durumu"Konuşmadan başka anlaşma aracı yok mu?" - N. Uygur
- düzenleme
isim Düzenlemek işi, tertip, organizasyon"En saçma görünen batıl inançlar dahi insanın bir duygusunu, bir davranışını düzenleme gayesini güder." - M. Kaplan
- aranjman
isim, müzik Düzenleme
- yoluna koymak
istenilen biçime getirmek, düzene koymak
- bertaraf etmek
ortadan kaldırmak, gidermek
- dizme
isim Dizmek işi
- hazırlanmak
nsz Hazır duruma getirilmek"Şimdi adanın lüks otellerinde akşam yemeği hazırlanıyordu." - Halikarnas Balıkçısı
- mukavele
isim, hukuk Sözleşme"Meşhur aktör davet edilmiş hatta mukavelesi bile yapılmak üzere imiş!" - H. F. Ozansoy
- tesviye
isim Düz duruma getirme, düzleme
- dizmek, düzeltmek, düzenli bir şekilde yerleştirmek, kararlaştırmak, planlamak, saptamak, ayarlamak
- tertip edilmiş şey