- kuru
sıfat Suyu, nemi olmayan, yaş ve nemli karşıtı"Yanakları kuruydu fakat gözleri tamamıyla siyah yaştı." - H. E. Adıvar
- kurak
sıfat Yağışsız (hava, mevsim, yıl)"Kurak bir yıl geçiriyoruz."
- cansız
sıfat Canını yitirmiş, ölmüş"Cansız bir kuş."
- sıkıcı
sıfat İç sıkan, can sıkan, tedirgin eden"Etrafında her şey ona sıkıcı ve manasız geliyor." - H. Taner
- tatsız
sıfat Tadı iyi olmayan, lezzetsiz
- susuz
sıfat Suyu olmayan, suyu bulunmayan"Kazanalım parayı; hayır hasenat yaparız, İstanbul'un susuz semtlerine çeşme yaptırırız." - Ü. Dökmen
- çorak
sıfat Verimli olmayan (toprak)"Biz geçtiğimiz zamanlar Sina Çölü, Peygamber Musa'nın geçtiği zaman kadar ıssız, boş, kuru ve çoraktı." - F. R. Atay
- kıraç
sıfat Verimsiz veya susuz, bitek olmayan (toprak)
- kıraçlık
isim Kıraç yer"O bölge kıraçlıktır."
- yavanlık
isim Yavan olma durumu"Her şeyde geçici, her şeyde ruhumun bir tarafını boş bırakan bir yavanlık vardı." - H. E. Adıvar
- sıcaktan çatlamış
- aridness kuraklık
- kurak çorak
- kuru şey
- kuru şey.
- kuru, sıcaktan kavrulmuş, çatlamış, kurak, çorak, kupkuru, tatsız, yavan, kuru, cansız, ilgi çekmeyen, sıkıcı
- yavan. arid'ity