- sağ
sıfat Vücutta kalbin bulunduğu tarafın karşısında olan, sol karşıtı"Sağ cebinde kocaman bir gazete tomarı görünüyordu." - Ö. Seyfettin
- sağ
sıfat Sağlam, esen
- canlı
sıfat Canı olan, diri, yaşayan"Bütün canlıların kendilerini yarı baygın, uykulu, hareketsiz bir tembelliğe bıraktıkları saatler başlamıştı." - N. Cumalı
- yaşam dolu
sıfat Hayat dolu"Küçük oğul hâlâ yaşam doluydu, inanılmazdı." - A. Ağaoğlu
- diri
sıfat Yaşamakta olan, yaşayan, canlı, ölü karşıtı"Duydum, görmedimse de hortlayan ölüleri / Fakat hortlak diriden kimin vardır haberi?" - F. N. Çamlıbel
- faal
sıfat Çok çalışan, çalışkan, canlı, hareketli, aktif"Medeni milletler arasında faal bir unsur olabileceğimizi ispat etmemiz lazımdır." - F. R. Atay
- sevinçli
sıfat Sevinci olan ve sevinç veren"Bu kederi dağıtmak için ha bire sevinçli türküler söylüyordu." - Y. Kemal
- hassas
sıfat Duyum ve duyguları algılayan"Halıda kaybolan ayak seslerini evvela Peregrini'nin hassas kulakları sezdi." - H. E. Adıvar
- uyanık
sıfat Uyumamış, bidar"Uyuyor mu uyanık mı kestiremiyor, uykuyla uyanıklığın sınırlarını bulamıyordu." - A. İlhan
- haberdar
sıfat Haberli, bilgili"Olup bitenden haberdardır."
- hareketli
sıfat Hareketi olan, yer değiştirebilen, devingen, müteharrik, mobilize
- heyecanlı
sıfat Çabuk, kolay heyecanlanan, müteheyyiç"Herkes tedirgin, kuruntulu ve heyecanlı idi." - T. Buğra
- şevkli
sıfat Şevki olan"Ben onun kadar şevkli oyuncu tanımadım." - H. Taner
- yaşamak
nsz Canlılığını, hayatını sürdürmek"Hiçbir şey yaşarken daha önemli değildir." - A. İlhan
- hayatta
- yaşayan
- farkında
- yaşayan, canlı, diri, yaşam dolu, hareketli