- haber
isim Bir olay, bir olgu üzerine edinilen bilgi, salık"Bir zabit nefes nefese şu haberi getirdi." - O. S. Orhon
- bilgi
isim İnsan aklının erebileceği olgu, gerçek ve ilkelerin bütünü, bili, malumat
- malumat
isim Bilgi"Bu hakikatler artık çocukların bildikleri en basit malumat sırasına geçmiştir." - H. R. Gürpınar
- ahbap
isim Kendisiyle yakın ilişki kurulup sevilen, sayılan kimse"Ben yeni tanıdım ama kızın eski ahbapları imişler." - O. C. Kaygılı
- aşina
sıfat Bildik, tanıdık"Sanki herkes uzun yolculuktan yeni dönmüş ve aşinalara kavuşmuştu." - T. Buğra
- bağıntı
isim Bir nesneyi başka bir nesne ile uyarlı kılan bağ
- bildik
sıfat Tanıdık (kimse veya şey)"Bu kesin tavır, annemin bildik tavrı değildi." - A. Kutlu
- tanıdık
sıfat Tanışılıp konuşulan (kimse), bildik, tanış"Mart başlayalı kırkını geçmiş nice tanıdıklarım hastalandı." - A. Haşim
- tanış
sıfat Tanıdık (kimse veya yer)"Birdenbire samimileşiverdi, kırkyıllık tanış olup çıktı." - T. Buğra
- ahbaplık
isim Ahbap olma durumu, ünsiyet"Bizim de bahçıvan kızı ile ahbaplığımız şurada birkaç gün daha ya sürer ya sürmez!" - O. C. Kaygılı
- aşinalık
isim Birbirini bilme, tanıma, tanışıklık"İstanbul'un öyledir baharı / Bir aşk oluverdi aşinalık" - Y. K. Beyatlı
- tanışıklık
isim Birbiriyle tanışmış bulunma, birbirini tanımış olma durumu"Biraz da bu tanışıklıktan cesaret alarak konuşmak istiyordum kızla." - A. Ümit
- iyi bilme
- tanişma
- tanıdık, bildik, aşinalık