"ekmeği ekmekçiye ver, bir ekmek de üste ver" ile ilgili cümle görmek istiyorsan, aşağıdaki "Cüme Ekle" butonuna basarak şansını deneyebilirsin.
-
ekmek aslanın ağzında : "geçim sağlayacak bir iş bulmak ve para kazanmak kolay değildir" anlamında kullanılan bir söz"Odayı, tatlı, sıcak bir kızarmış ekmek kokusu bürümüş." - Y. Z. Ortaç
-
ekmek çarpsın! : karşısındakini inandırmak için edilen yemin"Odayı, tatlı, sıcak bir kızarmış ekmek kokusu bürümüş." - Y. Z. Ortaç
-
ekmek elden su gölden : "kendisi çalışmayıp başkasının kazancıyla geçinme durumu" anlamında kullanılan bir söz"Odayı, tatlı, sıcak bir kızarmış ekmek kokusu bürümüş." - Y. Z. Ortaç
-
ekmek istemez su istemez : "hiçbir masrafı yoktur" anlamında bir söz"Odayı, tatlı, sıcak bir kızarmış ekmek kokusu bürümüş." - Y. Z. Ortaç
-
ekmek öpmek : ekmeği öperek yemin etmek"Odayı, tatlı, sıcak bir kızarmış ekmek kokusu bürümüş." - Y. Z. Ortaç
-
ekmeği ekmekçiye ver, bir ekmek de üste ver : "verilecek ücret ne kadar çok olursa olsun, her iş uzmanına yaptırılmalıdır" anlamında kullanılan bir söz"Odayı, tatlı, sıcak bir kızarmış ekmek kokusu bürümüş." - Y. Z. Ortaç
-
ekmeğin büyüğü, hamurun çoğundan olur : "verimin çok olması, kullanılan malzemenin bol olmasına bağlıdır" anlamında kullanılan bir söz"Odayı, tatlı, sıcak bir kızarmış ekmek kokusu bürümüş." - Y. Z. Ortaç
-
ekmeğinden etmek : işinden çıkarmak, işinden atmak"Odayı, tatlı, sıcak bir kızarmış ekmek kokusu bürümüş." - Y. Z. Ortaç
-
ekmeğinden olmak : geçimini sağlayan işinden zorunlu olarak ayrılmak"Odayı, tatlı, sıcak bir kızarmış ekmek kokusu bürümüş." - Y. Z. Ortaç
-
ekmeğine göz koymak (veya dikmek) : birinin geçimini sağlayan işi elinden almaya çalışmak"Odayı, tatlı, sıcak bir kızarmış ekmek kokusu bürümüş." - Y. Z. Ortaç
-
ekmeğine yağ sürmek : istemediği hâlde birinin işine yarayacak biçimde davranmak"Odayı, tatlı, sıcak bir kızarmış ekmek kokusu bürümüş." - Y. Z. Ortaç
-
ekmeğini çıkarmak : çalıştığı işten geçimini karşılayacak kadar kazanç sağlamak"Odayı, tatlı, sıcak bir kızarmış ekmek kokusu bürümüş." - Y. Z. Ortaç
-
ekmeğini eline almak : geçimini sağlayacak parayı kazanmak"Odayı, tatlı, sıcak bir kızarmış ekmek kokusu bürümüş." - Y. Z. Ortaç
-
ekmeğini kana doğramak : büyük bir sıkıntı ve üzüntüye katlanmak"Odayı, tatlı, sıcak bir kızarmış ekmek kokusu bürümüş." - Y. Z. Ortaç
-
ekmeğini kazanmak : geçimini sağlamak"Odayı, tatlı, sıcak bir kızarmış ekmek kokusu bürümüş." - Y. Z. Ortaç
-
ekmeğini taştan çıkarmak : geçimini sağlamakta çok becerikli olmak"Odayı, tatlı, sıcak bir kızarmış ekmek kokusu bürümüş." - Y. Z. Ortaç
-
ekmeğini yemek : birisinin işinde çalışarak kendi geçimini sağlamak"Odayı, tatlı, sıcak bir kızarmış ekmek kokusu bürümüş." - Y. Z. Ortaç
-
ekmekle oynayanın ekmeğiyle oynanır : "insanların kazançlarına, rızıklarına engel olanlara bir gün aynı şeyler yapılır" anlamında kullanılan bir söz"Odayı, tatlı, sıcak bir kızarmış ekmek kokusu bürümüş." - Y. Z. Ortaç
-
ekmekten kaşık olur ama her yoğurdun hakkına değil : "iyi nitelikli işler kullanılan araç elverişsiz de olsa kolaylıkla yürütülebilir ama her iş elverişsiz araçla yürütülemez" anlamında kullanılan bir söz"Odayı, tatlı, sıcak bir kızarmış ekmek kokusu bürümüş." - Y. Z. Ortaç