-
ekmek düşmanı : isim Bir ailede geçimin sağlanmasına katılmayan kimse
-
tuz ekmek düşmanı : sıfat İyilikbilmez"Böyle mübarek bir gecede bu tuz ekmek düşmanının, velinimetinin evinde yaptığı hırsızlık besbelli dokunmuştu." - R. N. Güntekin
-
kaşık düşmanı : isim Kadın, eş
-
can düşmanı : isim Aşırı düşmanlık güden kimse"Bu adam benim can düşmanımdır. Haksız yere beni katlediyor." - O. S. Orhon
-
dost düşman : zamir Herkes"İmzanın arkasına saklanan adam, dost düşman her kim olursa olsun maksat hasıl olmuştu." - H. R. Gürpınar
-
düşman ağzı : isim Düşmanın uydurduğu söz
-
ırz düşmanı : isim Cinsel zevki için her türlü yasa ve töreyi çiğnemekten çekinmeyen kimse"Kendimi, halkın ırz düşmanı dediği erkeklere çok üstün buluyorum, beğeniyorum." - R. H. Karay
-
düşman başına : durumun kötü olduğunu göstermek için kullanılan bir söz"Ben ki dans salonlarına, barlara düşman bir adamımdır." - S. F. Abasıyanık
-
düşman çatlatmak : iyi durum ve başarılarla düşmanı kıskandırmak veya kızdırmak"Ben ki dans salonlarına, barlara düşman bir adamımdır." - S. F. Abasıyanık
-
düşman düşmana gazel (veya Yasin) okumaz : "düşmandan ancak kötülük beklenir" anlamında kullanılan bir söz"Ben ki dans salonlarına, barlara düşman bir adamımdır." - S. F. Abasıyanık
-
düşman (veya düşmanı) kesilmek : düşman olmak, düşman gibi görmek"Ben ki dans salonlarına, barlara düşman bir adamımdır." - S. F. Abasıyanık
-
düşman olmak : kin beslemeye başlamak"Ben ki dans salonlarına, barlara düşman bir adamımdır." - S. F. Abasıyanık
-
düşmanı denize dökmek : düşmanı denize kadar sürüp yok etmek"Ben ki dans salonlarına, barlara düşman bir adamımdır." - S. F. Abasıyanık
-
düşmanın karınca ise de hor bakma : "düşmanın ne kadar güçsüz olursa olsun dikkat et, uyanık ol" anlamında kullanılan bir söz"Ben ki dans salonlarına, barlara düşman bir adamımdır." - S. F. Abasıyanık