-
diz çökmek : dizlerini yere koyarak oturmak"Bir iskemlede ellerini dizlerine sermiş, sessizce oturuyordu." - A. Kutlu
-
dize gelmek : baş eğmek, boyun eğmek"Bir iskemlede ellerini dizlerine sermiş, sessizce oturuyordu." - A. Kutlu
-
dize getirmek : kendisine karşı geleni yenerek buyruğuna uyacak duruma getirmek"Bir iskemlede ellerini dizlerine sermiş, sessizce oturuyordu." - A. Kutlu
-
dizi (veya dizinin) dibinden ayrılmamak : yanından hiç gitmemek, ayrılmamak"Bir iskemlede ellerini dizlerine sermiş, sessizce oturuyordu." - A. Kutlu
-
dizini (veya dizlerini) dövmek : pişmanlık duymak"Bir iskemlede ellerini dizlerine sermiş, sessizce oturuyordu." - A. Kutlu
-
dizleri kesilmek (veya tutmamak) : dizlerinde derman, güç kalmamak"Bir iskemlede ellerini dizlerine sermiş, sessizce oturuyordu." - A. Kutlu