-
demek istemek : bir şeyi anlatmak istemek"Eskilerin dediği gibi beşer, şaşar." - B. Felek
-
dedi mi : (dedi'mi) olduğu zaman, olduğunda"Eskilerin dediği gibi beşer, şaşar." - B. Felek
-
dediği çıkmak : dediği şey gerçekleşmek"Eskilerin dediği gibi beşer, şaşar." - B. Felek
-
dediğinden (dışarı) çıkmak : sözünü dinlememek"Eskilerin dediği gibi beşer, şaşar." - B. Felek
-
dediğine gelmek : birinin düşüncesini önce kabul etmezken sonradan doğru bulup kabul etmek"Eskilerin dediği gibi beşer, şaşar." - B. Felek
-
deme! : (de'me) "gerçek mi?", "yok canım!" anlamında kullanılan bir şaşma sözü"Eskilerin dediği gibi beşer, şaşar." - B. Felek
-
deme gitsin : "anlatılması güç, anlatılamaz" anlamında kullanılan bir söz"Eskilerin dediği gibi beşer, şaşar." - B. Felek
-
demek ki (veya demek oluyor ki) : şu hâlde, öyle ise"Eskilerin dediği gibi beşer, şaşar." - B. Felek
-
demek olmak : anlamına geliyor olmak"Eskilerin dediği gibi beşer, şaşar." - B. Felek
-
dememek : koşullar ne olursa olsun aldırış etmemek"Eskilerin dediği gibi beşer, şaşar." - B. Felek
-
der oğlu der : bir şeyin sürekli söylendiğini anlatan bir söz"Eskilerin dediği gibi beşer, şaşar." - B. Felek
-
deyip de geçmemek : önemsemek"Eskilerin dediği gibi beşer, şaşar." - B. Felek
-
diyecek yok : "eleştirilecek bir yanı yok, söz yok" anlamında kullanılan bir söz"Eskilerin dediği gibi beşer, şaşar." - B. Felek