-
çene çalmak : gevezelik etmek"Çenesinin, başının bütün iskeleti peksimeti çiğnedikçe daha açık olarak meydana çıkıyordu." - H. E. Adıvar
-
çene patlatmak : karşı tarafa anlatabilmek veya kabul etmesini sağlamak için bir konu üzerinde uzun uzun konuşmak"Çenesinin, başının bütün iskeleti peksimeti çiğnedikçe daha açık olarak meydana çıkıyordu." - H. E. Adıvar
-
çene yarıştırmak : karşılıklı gevezelik etmek, çok konuşmak"Çenesinin, başının bütün iskeleti peksimeti çiğnedikçe daha açık olarak meydana çıkıyordu." - H. E. Adıvar
-
çene yetiştirmek : konuşmayı sürdürmek"Çenesinin, başının bütün iskeleti peksimeti çiğnedikçe daha açık olarak meydana çıkıyordu." - H. E. Adıvar
-
çene yormak : boşuna söyleyip durmak"Çenesinin, başının bütün iskeleti peksimeti çiğnedikçe daha açık olarak meydana çıkıyordu." - H. E. Adıvar
-
çenen tutulsun! : şom ağızlılara "söyleyemez ol!" anlamında kullanılan bir ilenme sözü"Çenesinin, başının bütün iskeleti peksimeti çiğnedikçe daha açık olarak meydana çıkıyordu." - H. E. Adıvar
-
çenesi açılmak : durmadan konuşmak, gevezelik etmek"Çenesinin, başının bütün iskeleti peksimeti çiğnedikçe daha açık olarak meydana çıkıyordu." - H. E. Adıvar
-
çenesi atmak : can çekişirken çenesi titremek"Çenesinin, başının bütün iskeleti peksimeti çiğnedikçe daha açık olarak meydana çıkıyordu." - H. E. Adıvar
-
çenesi durmamak : gereksiz yere sürekli konuşmak"Çenesinin, başının bütün iskeleti peksimeti çiğnedikçe daha açık olarak meydana çıkıyordu." - H. E. Adıvar
-
çenesi düşmek : yerli yersiz konuşup gevezelik etmek"Çenesinin, başının bütün iskeleti peksimeti çiğnedikçe daha açık olarak meydana çıkıyordu." - H. E. Adıvar
-
çenesi kilitlenmek : alt ve üst çene sımsıkı bir durumda bir araya gelmek"Çenesinin, başının bütün iskeleti peksimeti çiğnedikçe daha açık olarak meydana çıkıyordu." - H. E. Adıvar
-
çenesi oynamak : bir şey yemek"Çenesinin, başının bütün iskeleti peksimeti çiğnedikçe daha açık olarak meydana çıkıyordu." - H. E. Adıvar
-
çenesini açmak : çok konuşmasına sebep olmak"Çenesinin, başının bütün iskeleti peksimeti çiğnedikçe daha açık olarak meydana çıkıyordu." - H. E. Adıvar
-
çenesini bağlamak : ölen bir kimsenin çenesi altından geçirilen tülbendi başının üstünde düğümlemek"Çenesinin, başının bütün iskeleti peksimeti çiğnedikçe daha açık olarak meydana çıkıyordu." - H. E. Adıvar
-
çenesini bıçak açmamak : ağzını bıçak açmamak"Çenesinin, başının bütün iskeleti peksimeti çiğnedikçe daha açık olarak meydana çıkıyordu." - H. E. Adıvar
-
çenesini dağıtmak : iyice dövmek"Çenesinin, başının bütün iskeleti peksimeti çiğnedikçe daha açık olarak meydana çıkıyordu." - H. E. Adıvar
-
çenesini kapatmak : susturmak"Çenesinin, başının bütün iskeleti peksimeti çiğnedikçe daha açık olarak meydana çıkıyordu." - H. E. Adıvar
-
çenesini tutmak : ağzını tutmak"Çenesinin, başının bütün iskeleti peksimeti çiğnedikçe daha açık olarak meydana çıkıyordu." - H. E. Adıvar
-
çenesine vurmak : aşırı derecede konuşmak, gevezelik etmek"Çenesinin, başının bütün iskeleti peksimeti çiğnedikçe daha açık olarak meydana çıkıyordu." - H. E. Adıvar
-
çenesinin bağı çözülmek : gevezelik etmek, yerli yersiz, sürekli konuşmak"Çenesinin, başının bütün iskeleti peksimeti çiğnedikçe daha açık olarak meydana çıkıyordu." - H. E. Adıvar