-
bir boy : sıfat Aynı boy
-
büyük boy : sıfat Normal ölçülerden daha büyük"Bir ara dans sırasında büyük boy duvar aynalarından birini gösterdi." - N. Cumalı
-
gün boyu : zarf Bütün gün"Fırıncının kızı mektuplarında ekseriya gün boyu fırına uğrayan insanlardan bahsederdi." - E. Şafak
-
hudut boyu : isim Sınır boyu
-
deniz boyu : isim Kıyı, sahil
-
boy abdesti : isim, din b. (***) İslam dininin gerekli gördüğü durumlarda ve belirlenen biçimde yıkanıp abdest alma, gusül
-
boy aynası : isim İnsanı bütünüyle gösteren büyük ayna"Yatak odasında üzerindekileri çıkarırken boy aynasına kaçamak bir bakış fırlattı." - E. Şafak
-
boy bos : isim Vücudun yapısı bakımından biçimi, eğin, kesim"Boyun bosun bir yana, gözlerin cihanın gözlerini kamaştırıyor." - B. Felek
-
boy boy : sıfat Çeşitli büyüklük ve nitelikte"Dağlar önünde boy boy, güneş gözümde tel tel." - Ö. B. Uşaklı
-
boy menteşe : isim Düz yaprak menteşe benzeri 1,75-3,50 santimetre uzunluğunda menteşe, piyano menteşe
-
boy otu : isim, bitki bilimi Baklagillerden, çiçekleri mavi, sarı veya beyaz renkli, kurutulan tohumları çemen yapımında kullanılan bir bitki (Trigonella faenum-graecum)
-
boydan boya : zarf Bir uçtan öbür uca kadar"Önü boydan boya ayna olan uzun mermer masanın kenarında yavaş yavaş çalışıyordu." - Ö. Seyfettin
-
battal boy : sıfat Normalden daha büyük ölçüde olan
-
küçük boy : sıfat Normal ölçülerden daha küçük"Sonraki gün harçlıklarını birleştirip demirciden büyük boy kırk beş ve küçük boy iki yüz çivi aldılar." - İ. O. Anar
-
orta boy : sıfat Orta büyüklükte olan
-
yarım boy : isim Resimde belden yukarısı
-
adam boyu : sıfat Yaklaşık bir adam boyunda olan"İki adam boyundaydı tahta heykel." - N. Hikmet
-
dalga boyu : isim, coğrafya Yan yana iki dalga sırtı arasında kalan ve uzunluğu yerine göre birkaç metreden birkaç yüz metreye kadar ulaşabilen yatay uzaklık, dalga uzunluğu
-
diz boyu : sıfat Dize kadar olan"Sokakta diz boyu kar vardı." - S. F. Abasıyanık
-
hayat boyu : zarf Ömür boyu"Hayat boyu ek göstergelerini, katsayılarını hesapladı durdu." - Ü. Dökmen
-
kordon boyu : isim Denize kıyısı olan şehirlerde kıyı boyunca uzanan imarlı yol"Kordon boyunun sıcak kaldırımları üstünde akşamın ilk gölgeleri uzanmaya başlamıştı." - A. İlhan
-
minare boyu : isim Aşağı yukarı 10-20 metre arasında olan yükseklik"Bir anda uykunun dibine doğru birkaç minare boyundaki yüksekliklerden atılmış gibiydi." - P. Safa
-
ömür boyu : zarf Sağ kalındığı, yaşandığı sürece, ömür boyunca, yaşam boyu, yaşam boyunca, hayat boyu"Yeter ki bana kıymayın. Ömür boyu muhbiriniz olurum sizin." - A. Ümit
-
sahil boyu : isim Deniz kıyısı
-
sınır boyu : isim Ülke sınırları, hudut boyu"Sınır boylarındaki şeyhlerin göğsünde İngiliz ve Alman nişanları yan yana idi." - F. R. Atay
-
yalı boyu : isim, coğrafya Su kıyısı
-
yaşam boyu : zarf Ömür boyu
-
enine boyuna : sıfat Gösterişli, iri yarı"Hulûsi Bey elli yaşlarında, enine boyuna bir adamdı." - H. Taner
-
boy almak (veya sürmek) : boyu uzamak, boylanmak"Boyu uzundu, yalnız biraz fazla semizdi." - Ö. Seyfettin
-
boy atmak : boyu uzamak, boylanmak, gelişmek"Boyu uzundu, yalnız biraz fazla semizdi." - Ö. Seyfettin
-
boy göstermek : görünmek"Boyu uzundu, yalnız biraz fazla semizdi." - Ö. Seyfettin
-
boy vermek : su insan boyunu aşacak kadar derin olmak"Boyu uzundu, yalnız biraz fazla semizdi." - Ö. Seyfettin
-
boyu beraber : kendi boyu kadar"Boyu uzundu, yalnız biraz fazla semizdi." - Ö. Seyfettin
-
boyu boyuna, huyu huyuna : "karı koca veya arkadaşlar arasında her bakımdan uygunluk olması gerekir" anlamında kullanılan bir söz"Boyu uzundu, yalnız biraz fazla semizdi." - Ö. Seyfettin
-
boyu devrilsin (veya devrilesi) : "ölsün" anlamında kullanılan bir ilenme sözü"Boyu uzundu, yalnız biraz fazla semizdi." - Ö. Seyfettin
-
boyuma göre (veya boyumca) boy buldum, huyuma göre (veya huyumca) huy bulamadım : "bir kimse, beden yapısı, zenginlik vb. konularda kendisine uyanı bulabilir ama huyu kendisine uyan bir kimseyi kolay kolay bulamaz" anlamında kullanılan bir söz"Boyu uzundu, yalnız biraz fazla semizdi." - Ö. Seyfettin
-
boyun bir karış uzadı : "gereği olmayan o işi yapmakla sanki yükseldin" anlamında kullanılan bir söz"Boyu uzundu, yalnız biraz fazla semizdi." - Ö. Seyfettin
-
boyunun ölçüsünü almak : kendi yetersizliğini, beceriksizliğini anlamak"Boyu uzundu, yalnız biraz fazla semizdi." - Ö. Seyfettin