-
borç almak : daha sonra ödemek üzere birinden para veya bir şey almak"Vaktim yok, bana para bul, şu borcu ödeyeyim, söz verdim." - P. Safa
-
borç altına girmek : gereğinden fazla borç yapmak"Vaktim yok, bana para bul, şu borcu ödeyeyim, söz verdim." - P. Safa
-
borç bini aşmak : borç, altından kalkılamayacak duruma gelmek"Vaktim yok, bana para bul, şu borcu ödeyeyim, söz verdim." - P. Safa
-
borç etmek (veya yapmak) : borçlanmak"Vaktim yok, bana para bul, şu borcu ödeyeyim, söz verdim." - P. Safa
-
borç gırtlağına çıkmak : borca batmak"Vaktim yok, bana para bul, şu borcu ödeyeyim, söz verdim." - P. Safa
-
borç iyi güne kalmaz : "borcu ilk fırsatta ödemek gerekir" anlamında kullanılan bir söz"Vaktim yok, bana para bul, şu borcu ödeyeyim, söz verdim." - P. Safa
-
borç ödemekle (veya vermekle), yol yürümekle tükenir : "birden ödenemeyen bir borç azar azar verilerek ödenebilir" anlamında kullanılan bir söz"Vaktim yok, bana para bul, şu borcu ödeyeyim, söz verdim." - P. Safa
-
borç uzayınca kalır, dert uzayınca alır : "borç zamanında ödenmezse borçluluk duygusu gevşer, hastalık uzun süreli olursa ölüme yol açar" anlamında kullanılan bir söz"Vaktim yok, bana para bul, şu borcu ödeyeyim, söz verdim." - P. Safa
-
borç vermekle, düşman vurmakla : "borç vermekle, düşman vurmakla yok edilir" anlamında kullanılan bir söz"Vaktim yok, bana para bul, şu borcu ödeyeyim, söz verdim." - P. Safa
-
borç yemek : sürekli borç alarak yaşamak"Vaktim yok, bana para bul, şu borcu ödeyeyim, söz verdim." - P. Safa
-
borç yiğidin kamçısıdır : "borç, kişiyi daha çok çalışmaya zorlar" anlamında kullanılan bir söz"Vaktim yok, bana para bul, şu borcu ödeyeyim, söz verdim." - P. Safa
-
borç yiyen kesesinden yer : "borçla alışveriş yapan, aldıklarının parasını hemen ödemese de günün birinde mutlaka ödeyecektir" anlamında kullanılan bir söz"Vaktim yok, bana para bul, şu borcu ödeyeyim, söz verdim." - P. Safa
-
borca almak : veresiye almak"Vaktim yok, bana para bul, şu borcu ödeyeyim, söz verdim." - P. Safa
-
borca batmak : çok borçlu olmak"Vaktim yok, bana para bul, şu borcu ödeyeyim, söz verdim." - P. Safa
-
borca girmek : borçlanmak, borç para almak"Vaktim yok, bana para bul, şu borcu ödeyeyim, söz verdim." - P. Safa
-
borcun iyisi vermek, derdin iyisi ölmek : "borçlu ve dertli bir biçimde yaşanılmaz; borçtan kurtulmanın yolu onu vermek, onulmaz dertten kurtulmanın çıkar yolu ise ölmektir" anlamında kullanılan bir söz"Vaktim yok, bana para bul, şu borcu ödeyeyim, söz verdim." - P. Safa
-
borcunu bilmek : bir şey yapmayı yerine getirilmesi gereken bir iş olarak değerlendirmek"Vaktim yok, bana para bul, şu borcu ödeyeyim, söz verdim." - P. Safa
-
borcunu kapatmak : borcunu ödeyip bitirmek"Vaktim yok, bana para bul, şu borcu ödeyeyim, söz verdim." - P. Safa
-
borçtan kurtulmak : borcunu ödemek"Vaktim yok, bana para bul, şu borcu ödeyeyim, söz verdim." - P. Safa